• DOLAR
    41.27
  • EURO
    48.66
  • ALTIN
    4850.3
  • BIST
    10.449
  • BTC
    112074.59$
Deneme Reklam

Modern Çağın Putları; Teknoloji, Para, Şöhret

20 Ekim 2025, Pazartesi 00:10
Modern Çağın Putları; Teknoloji, Para, Şöhret

Görünmez putlar

Tarih boyunca insanlığın en büyük tragedyalarından biri, putlara tapınmaktı. Cahiliye döneminde taş, tahta ve bronzdan yapılmış heykellerin önünde eğilen insan, aslında kendi hırslarının korkularının ve tutkularının kölesi oluyordu.

Bugünse o putlar şekil değiştirdi. Artık mabedin ortasında bir heykel yok; cebimizdeki telefonda, banka hesaplarımızda, ekranlarımızdaki takipçi sayılarında saklı putlar var. İnsan farkında olmadan bütün enerjisini bu yeni dünyevi argümanların önünde tüketiyor. Evet belki putperestlikte olduğu gibi bu nesnelere fiziksel olarak ibadet edilmiyor. Fakat parasıyla her şeyi yapabileceğini sanan, gücüyle her kapıyı açacağını iddia eden, şöhretiyle ölümsüzlük taslayan bir insanın hali, taş ve bronzdan yapılmış putların önünde secde edenden ne kadar farklıdır? Özünde aynı teslimiyet, aynı körlük, aynı aldanış değil midir?

Dopamin köleliği

Nörobilim, bu bağımlılıkların işleyişini açıkça gösteriyor. Beynin ödül sistemi olan dopamin devreleri, insana haz veren her durumda harekete geçiyor. Eskiden bu sistem yiyecek bulmak, güvenlik sağlamak, neslin devamı gibi doğal gayelere hizmet ederdi. Şimdi ise bir telefon bildirimi, bankadaki rakamların artışı, sosyal medyadaki bir “beğeni” aynı sistemi harekete geçiriyor. Beyin bu ödül döngüsüne bağlandıkça insan fazlasını, hep daha da fazlasını istiyor, hatta doymuyor, tatmin olamıyor. Bu bireysel bağımlılık, toplumsal ölçekte dünyevileşmenin derinleşmesine yol açıyor. Değerler, helal-haram gibi kavramlar, ahlak ve maneviyat ikinci plana itilirken; “trendler”, “borsa grafikleri”, “bankalarda kabaran hesaplar” ve “takipçi sayıları” hayatın ölçüsü haline geliyor.

Karun’un serveti ve toprağın sessizliği

Kur’an-ı Kerim’de Karun’un kıssası ibret vesikasıdır. Karun, hazineleriyle övünürken çevresine tepeden bakmış, malının gücünü kendinden bilmişti. O servetin kendisini ebedi kılacağını zannetmişti. Fakat yeryüzü, bütün ihtişamıyla beraber onu ve sarayını içine çekti. Binaenaleyh Karun’un kıssası bize şunu söyler: Mal, insanın gururunu kabartıp gözünü kör ederse, sonunda toprağın sessizliği içinde yok olur. Bugün bankalardaki rakamların arkasına sığınan, hayatını yalnızca paranın çevresinde kuran insan da aynı akıbete sürüklenmekten korkmalıdır.

Nemrud’un ateşi ve bir sivrisinek

Gücün ve şöhretin putlaşmasına en çarpıcı örneklerinden biri de Nemrud’dur. İnsanlara hükmetti ve haşa tanrılık iddiasında bulundu, Hz. İbrahim (aleyhisselam)’ı ateşe atarak gücünü pekiştirmek istedi. Ancak Allahu Teala, ateşi serin kıldı. Daha sonra Nemrud dev ordularıyla böbürlenirken, küçücük bir sivrisineğin beynine girmesiyle acılar içinde can verdi. Yani en büyük gibi görünen güçler bile aslında bir anda yok oluveren kırılgan hayallerden ibarettir. Bugün şöhretin ışıkları altında büyülenmiş insanlara bu kıssa şunu fısıldar: Takipçi ve beğeni sayıları, ekranlarda parıldayan isimler, büyük hayran kitleri, geçici alkışlar… Hepsi bir sivrisinek kadar küçük bir sebeple sönüp gidebilir.

Ashab-ı Kehf’in direnişi

Bir diğer ibretlik kıssa Ashab-ı Kehf’tir. Onlar, şehrin dünyevi cazibelerine ve baskılarına rağmen imanlarını korudular, mağaraya sığındılar. Asırlar boyunca uyuyup yeniden uyandıklarında dünya değişmişti ama onlar imanlarını kaybetmemişti. Ashabı-ı Kehf’in kıssası bize, bütün cazibelerin arasında hakikati koruyabilmenin mümkün olduğunu hatırlatıyor. Gerçek zafer, dünyaya teslim olmamak, kalbi sadece Yaradan’a bağlamaktır.

Bitmeyen açlık sarmalı

İnsanın içindeki “hep daha fazlasını isteme” hali, sadece ekonomik düzenin bir yansıması değil, beynin derinliklerinde işleyen biyolojik bir gerçekliktir. Dopamin devreleri insana haz verir, tatmin duygusu yaşatır ama bu duygu kalıcı değildir. Bir ödül elde edildiğinde dopamin yükselir, fakat kısa süre sonra düşer. İşte bu iniş-çıkış, insanı sürekli bir haz arayışına iter. Para biriktirmek, yeni bir mal edinmek, daha yüksek bir mevkiye ulaşmak… Bunların her biri, beynin ödül merkezinde kısa süreli bir coşku üretir. Ama ardından yeniden bir boşluk doğar. Bu boşluk insanı tatminsizliğe, tatminsizlik ise yeni bir hırs döngüsüne sürükler.

Ne gariptir ki, kimi insanların zenginliği yalnızca kendisine değil, yedi değil yetmiş ceddine bile yetecek kadar fazladır. Ama yine de doymaz, yine de daha çok kazanmak ister. Çünkü mesele ihtiyaçtan değil, beynin doyumsuz dopamin döngüsünden kaynaklanır. Hazza doymayan insan, aslında içsel bir açlıkla boğuşmaktadır. Bu açlık, hiçbir para, hiçbir mal, hiçbir makamla kapanmaz. Tıpkı deniz suyu içtikçe susuzluğu artırdığı gibi, hırs da doyuruldukça daha da büyür.

Asıl mesele şudur: İnsan neden duramaz? Çünkü dopamin sistemi bir “tamamlanma duygusu” vermez, sadece “bir adım daha” vaad eder. Bu yüzden Karun’un hazineleri toprağa sığmazken bile onun gözünde eksik kalmıştı. Bu yüzden modern insan, banka hesabı kabardıkça daha da fakirleşmektedir, zira iç dünyasında tatmin yoktur.

Gerçek zenginlik, dopaminin geçici sarhoşluğunda değil; kanaatte, şükürde ve manevi doyumda gizlidir. İnsan kalbini Allahu Teala’ya bağladığında, “var olan”la huzur bulmayı öğrenir. Asıl özgürlük de işte burada başlar.

Özgürlüğün kapısı

Bugünün putları görünmez zincirlerdir. İnsan telefonunun kölesi, banka hesaplarının memuru, sosyal medyanın mahkumu haline gelmiştir. Oysa özgürlük, bu zincirleri kırabilmekte saklıdır. Putları kırmak, önce insanın kendi içinden başlar. Kalbi dünyevi esaretlerden arındırıp manevi değerlere bağlayan insan, hem kendini hem toplumunu özgürleştirir. Çünkü tarih bize gösterir ki, putlara esir olan milletler çöker, kalbini yüce Allah’a (celle celaluhu) bağlayanlar ise ebedileşir.

 

Yorumlar

  • yorum avatar
    Hatice Çiçek
    20-10-2025 14:01

    Doktorum harika bir yazı ellerinize sağlik kaleminiz her zaman çok güzel

  • yorum avatar
    Hatice
    20-10-2025 13:59

    Doktorum harika bir yazı ellerinize sağlık ne güzel anlatmışsınız

  • yorum avatar
    Sefer Koçyiğit
    20-10-2025 10:16

    Mehmet abim; diline, yüreğine sağlık. Rabbim lisanını akıcı, fehmini açık eylesin.

  • yorum avatar
    Cihan Demirel
    20-10-2025 09:50

    Maşallah harika bir yazı. Günümüzdeki asıl büyük sıkıntıyı o kadar güzel anlatmışsınız ki.

  • yorum avatar
    Lamia
    20-10-2025 07:19

    Kaleminize , Yüreğinize Sağlık Sn. Mehmet Yavuz İnsanlığın halinin muhteşem özeti olmuş ??

  • yorum avatar
    Lamia
    20-10-2025 07:19

    Kaleminize , Yüreğinize Sağlık Sn. Mehmet Yavuz İnsanlığın halinin muhteşem özeti olmuş ??

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.