EVLİ MİSİNİZ, EVSİZ Mİ?

(“Medenî” ve “müreffeh” kelimelerinin karşılığını bulur veya manâsını düşünür müsünüz? 

Ve söyler misiniz; dünyadaki en medenî ve en müreffeh ülke hangisidir?)

……..

ABD’de 650.000’den fazla (altı yüz elli bin) evsiz, yani sokakta yatan kişi bulunduğu ve bu sayının yaklaşık 60.000’inin (altmış bin) eski askerler olduğunu, resmî makamlar açıklamıştı.

Düşünebiliyor musunuz; 

Yattığı karton üzerinde dilenerek karnını doyurmaya çalışan her 15-20 kişiden biri, Amerikan ordusu için savaşmış bir askermiş.

Bu gerçekten içler acısı ve bir o kadar da ibretlik bir durum, değil mi?

Daha da şaşılacak olansa; insanların buna alışmış olması. Yani küçük bir devlet nüfusu kadar insanın yollarda yatmasını, Amerikan hayatı içinde sıradan bir şeymiş gibi görüyor olması!..

❤️❤️❤️

Türkiye’de ise resmi bir sayı yok. Buna ihtiyaç da duyulmuyor. Genellikle belediyeler özellikle de kışın, aşırı soğuklarda, kapalı alanlara toplayarak barınma ve daha uzun süreli gıda desteği verdikleri kişi sayılarını açıklıyorlar. Fakat bu rakamlar belediyelerin “daha çok hizmet ettik” mesajını da verdiği için, günübirlik kalan veya geçerken karnını doyuranlar bile sayılıp kayda geçiliyor.

Bunun haricinde, siyasî rakibi hırpalamak maksadıyla rakamları köpürtenler ile en sefil hallerini bile taklit ederek “daha batılı” görünmek isteyenler var!..

Fakat her neresinden bakarsan bak, pek çoğunun akli muvazenesinde sıkıntı olan veya düzensiz göçe zorlanmış vatansızlar dahil olmak üzere, ülkemizdeki sürekli sokakta yatanların gerçek sayısı 10.000’in çok üzerine çıkmıyor. “Gizli evsiz” diyerek akraba veya başka birinin yanında kalanları bile sayarak en abartılı rakamları telaffuz eden gayriciddi ve gayriresmi açıklamalar bile yetmiş seksen bine yaklaşamıyor.

❤️❤️❤️

Evsiz asker kavramı ise Türkiye için tamamen yabancı. Çünkü bir tek gazimizin bile sokakta yatıyor olması, bütün milletimiz için ne büyük bir utançtır!..

Dolayısıyla, varsa bile bunun sebebi başkadır ve sokakta kalan gazi sayısı bütün Türkiye’de ancak 100 kişi seviyesindedir.

Peki neden? 

Çünkü Türkiye’de gazilere ömür boyu maaş bağlanır. Devlet artı vakıflar artı yerel aile ağı gazilerimizle bağını koparmaz. Aşevleri, dernekler, mahalle yapısı bunları yalnız bırakmaz. Aile ve mahalle kültürü ise bir sosyal tampon mekanizmasıdır. 

Batıda ve özellikle Amerika’da ise düşenin bir daha elini tutan olmaz. Ve toplum da sokaktakilere, sokaktaki çöpten farklı muamele etmez.

❤️❤️❤️

Dünya devi Amerika, çok zengin olduğu halde neden evsizlerine çözüm bulamıyor?.. 

Çünkü onlarda aile mefhumu, akrabalık bağı ve mahalle yapısı yok. Orada bir “Herkes tek başına” sistemi yaşanıyor. Yani orada biri sağlığını veya evini kaybettiğinde mahvolmuş demektir!

Türkiye’de ise akraba, komşu ve özellikle aile kültürü otomatik bir güvenlik şemsiyesi olarak çalışıyor.

Özellikle Amerikan büyük şehirlerinde 2500-4500 $ civarındaki kiralar, Türk parasına çevrilirse 100-150.000 TL’yi buluyor. Yani bunun manası; geliri düşen veya işini kaybeden sokakta kalıyor…

Çok yaygın olan uyuşturucu bağımlılığı ve özellikle inançsızlıktan ya da köksüz inançlardan beslenen psikolojik travmalar da insanları sokağa düşürüyor.

Bütün bunların haricinde sağlık sistemi paralı. Bize garip gelse bile ABD’de hastalanmak büyük bir sosyal felaket demek. Basit bir ameliyat bile 40.000 $ civarında, ki sigortasız bir insan hastalanırsa önce borçlanıyor sonra evi gidiyor ve sokakta kalıyor.

Türkiye’de ise devlet artı SGK artı Şehir Hastaneleri artı tedavi ve ilaçlar sosyal bir hak. Bütün bunların hepsi, Türk insanının eve tutunmasını sağlıyor.

❤️❤️❤️

ABD bir sosyal devlet değil. Amerika’nın mantığı; devlet karışmaz, herkes kendini kurtarsın!

Türkiye’de ise düşene devlet artı belediye artı aile artı vakıflar artı mahalle ve elbette arkadaşlar ve aile el uzatıyor. Bu durum bir doğal refleks haline gelmiş.

ABD zengin ama yalnız, Türkiye’de ise insanlar zenginlikten önce birlikte olmayı tercih ediyor. Evsizliği belirleyen şeyin aslında para değil, toplumun yapısı olduğu açığa çıkıyor.

❤️❤️❤️

Türkiye’de yaşıyoruz. Hadi gözünüzün önüne getirmeye çalışın, her gün sokakta uyumaya çalışan nerede ve kaç kişi görüyorsunuz?.. Düşündüm, Kadıköy’de köpekleriyle uyuyan iki kişi hatırladım, karşıda yani İstanbul tarafında akmayan bir çeşme yalağını yatak yapmış birini hatırladım, metronun çıkışında bir veya iki kişi görmüştüm. Düşünsem de hafızamda on kişi bulamıyorum…

Fakat herkes hemfikir ki; ekonomi devi olan New York şehri sosyal bir çöküş içinde.  Caddeler boyu uzayan sefil çadırlarıyla dolu Los Angeles şok edici manzaralar sergiliyor. Teknoloji üssü olan San Francisco ruhsal bir yıkım şehri.

Genel olarak zengin ABD yapayalnız ve dağılmış. Türkiye ise daha mütevazi ama birbirine tutunabilen bir toplum.

İşte, Türkiye’yi yıkmak isteyenlerinde, hedef tahtasına koyduğu; devletimizin, milletimizin bu güzel hasletleri… 

Çünkü düşman biliyor ki; aileyi yıkmadan bir milleti yıkamazsın ve bir milleti yıkmak istiyorsan önce ailesini yıkacaksın!..

❤️❤️❤️

Biz bunu kendi kültürümüzde bulduk, şerefli ecdadımızdan öğrendik ve zaten güzel dinimiz bize bunu emrediyordu. 

Biz sadece bizim olanı ve bildiğimizi yaptık.

Ve bunu yapmaya devam ettiğimiz sürece yani ailelerimizi kaybetmediğimiz sürece dünya yıkılır ama bu millete bir şey olmaz.

❤️❤️❤️

Bu topraklarda evsizlik, tarih boyunca bir toplumsal sorumluluk olarak görüldü. Bu ise devletin değil; milletin, İslam ahlakının, Osmanlı nizamının omuzundaydı.

Bugün eski Amerikan askerleri köprü altlarında büzüşmüş yatarken, bırakın Osmanlı/Türk ordusunda savaşmış bir insanın sokakta kalmasını, evsiz bir köpek bile sokakta bırakılmazdı. 

Ve hala öyledir. 

Bu devlet ve bu millet, mübarek gördüğü ordusuna, “küçük Muhammed” manasına gelen Mehmetçiğine elbette sahip çıkar.

❤️❤️❤️

Osmanlı’da, katlar halinde, iç içe geçmiş bir merhamet sistemi teşekkül etmişti.

Vakıf Medeniyeti:

Bir Müslümanın aç yatması ve diğerlerinin bunun farkında olmaması şiddetle men edilmişti. Onun için İslam toplumlarında sayısız vakıflar kurulmuştur. 

Darülaceze; acizler, yoksullar, kimsesizler evi demektir. İmaret, herkese ücretsiz yemek verilen yer demektir. Tabhane; yolcuların, yorgunların, gariplerin ücretsiz konaklama yeri, misafirhanedir…

Darüşşifa, ruhsal sorunları olanlar dahil, ücretsiz bakım ve tedavi yeridir.

Menzil vakıfları, zaviyeler, tekkeler, hanlar…

Bu kurumların hepsi, ücretsiz ve sürekli vakıf sistemi ile işlemişti. Üstelik bunlar devlet kasasından değil halkın, esnafın, ahi teşkilatının, zenginlerin, vakıf sahiplerinin malından karşılanıyordu.

Bugün Amerika’da barınma evleri üç gün sonra insanı çıkarıyorlar. Osmanlı imaretlerinde misafire kalmak istediği müddeti sormak bile ayıptı.

❤️❤️❤️

Ahilik Düzeni ve Şehir Teşkilatı:

Bu geleneğin baş kuralı şuydu: Bir esnaf dükkanını kapatırken mahallesinde aç yatan varsa o dükkana bereket girmez!.. Bu sıradan bir söz veya duvara asılmış süslü bir satır değil, tıkır tıkır işleyen bir sistemdi. Her mahallede yoksulların listeleri tutulur, bu listeyi imam, muhtar, esnaf ve Ahibaşı birlikte çıkarırdı. Böylece evsiz, kimsesiz, yolcu, dul, yetim kim varsa hepsi bilinir kollanırdı.

❤️❤️❤️

50-60.000 askerini sokağa atmış batılı bir kalabalığın anlayamayacağı şey şu ki; Türklerde gaziler, devletin misafiri gibi muamele görürdü. Tımar, arpalık, maaş, bakım, vakıf evleri, ulufe ve daha nice kapılar insan için açılmıştı ve incitmeden destek ve yardım edebilmek için seferber olmuştu.

Savaşta yaralanan gaziler Darüşşifalarda ömür boyu ücretsiz bakılır, şehit ailesinin geçimi mahalle vakfına zimmetlenirdi.

Bir askerin sokakta yatması mı, o ne demek? 

Bu Osmanlı ahlakında, devletin namusuna sürülecek çok büyük bir lekeydi…

❤️❤️❤️

Bizler bugün, her boşluğu dolduran ve üstelik korunup kollanmaya da devam edilen kedi evlerini, köpek kulübelerini tartışırken; “evsizlerimizin sayısı” denerek, bazı abartılı ve kasıtlı rakamları önümüze koymaya çalışanlar oluyor. Bunların gerçeklerle de, ciddiyetle de alakası yok. 

“Daha batılı” görünmek için “sokakta yaşayanlarımız” olması da lazım değil… 

Bizler, kalbi diğerlerine hiç benzemeyen, gönlü olan, irfan sahibi bir milletiz. Bu özelliğimiz ise Müslüman kimliğimizin güzelliğinden geliyor.

❤️❤️❤️

Bizim bazı şehirlerimizin bazı kenar bölgelerinde görünen köpek kulübelerinin binlercesi onların cadde ve sokaklarında var. Bunlar köpek de değil, insan barınakları. İnsanlar hasta ve yaşlı ve çaresiz şekilde kolilerin içinde veya ince naylonların altında yaşıyorlar. 

Bunlardan zenginler utanmıyor, esnaf utanmıyor, vakıflar utanmıyor, devlet utanmıyor. Bunu normal karşılıyorlar!..

❤️❤️❤️

Özetle söyleyecek olursak:

Bugün dünyada “modern sosyal devlet” örneği olarak gösterilen pek çok uygulama, bizim yani ecdadımız Osmanlı’nın imaretleri, vakıfları, Ahi teşkilatları, tabhaneleri, zaviyeleri, misafirhaneleri, Darülacezesi ve daha nice güzelliklerinin yanında “oyuncak” gibi kalır.

Bizde asıl noksan olan yani unutturulmaya çalışılan; ecdadımıza karşı beslediğimiz saygı, sevgi, minnet duygusudur. Bu güçlendikçe bizi uçuracak olan kanatlar da güçlenecektir.

Güzel olan iman güzelliğidir, iman güzelliği insan güzelliğidir ve o da bizdedir. 

❤️❤️❤️

Evli misiniz, evsiz mi? 

Bu sorunun en doğru cevabı şudur:

Bize inancımızın emrettiği ve kültürümüzün parlattığı ve bugüne kadar şerefle göğsümüzde taşıdığımız en güzel madalya, aile kavramıdır. 

İşte bunu yere düşürmezsek, bunu kaybetmezsek, bunu kirletmesek dünyada hiçbir güç, hiçbir düşman bize hiçbir şey yapamaz!..

Bu işin sırrı da, anahtarı da budur.