Tarihi Misyon ve Geri Dönüş
14 Ekim 2025, Salı 00:15
İslam güneşi, Ortadoğu, Afrika, Asya ve diğer bölgelerde hızla yayılırken verilen mücadeleye mâni olmaya çalışan Batılılar şimdi İslamiyet’in yayılmasına, doğrudan olduğu gibi dolaylı yollardan da olsa destek olur hale geldiler. İnsanlar akınlar halinde İslamiyet’e geçiyorlar. Mübarek dinimize hizmet eden Müslüman Türk milleti bu hizmeti yüzyıllarca alnının akıyla yaptı ama şimdi dinini tatbik etme ve hayat prensibi haline getirme konusundaki motivasyonu ve gayreti maalesef ortada! Artık İslamiyet’i yaymak için gecesini gündüzüne katan o mübarek insanlardan kalan ise her metrekaresi şehit kanıyla sulanmış bu vatan toprağı! Vatan toprağı, sadece üzerinde yaşadığımız Anadolu ile sınırlı değil! Ecdadın yüzyıllarca yaşadığı, hizmet ettiği, uğrunda ter yerine kan döküp can verdiği, tek bir mazlum bile olsa gözyaşı döktüğünde vicdanını harekete geçiren ve davasını götürdüğü her yere vatan toprağı gözüyle bakan dualı insanların torunu olmanın mesuliyetini omuzlarında taşıyamayan bir millet olmaya doğru hızlı bir şekilde yelken açmış vaziyetteyiz.
Bugün maalesef elimizdeki Müslüman nüfusu tutmakta bile ne kadar zorlandığımız ortada! Dindar nesil yetiştirmek için ortaya konan samimi gayretler bile bir okyanus dalgasıyla silinip gidiyor. Anlık tesiri yüksek zevk, eğlence ve mutluluk araçlarının keyif veren geçici yaldızlarına feda ettiğimiz geleceğimizin teminatı gençlik! Ya içtimaî hayatta ki duruşumuz? Dindarlıkla sekülerizm arasında preslenen hayatlar! Yönünü ve şuurunu kaybetmiş bir insan gibi hangi yöne gideceğini bilemeyen bir toplum! Hayattan zevk alma biçimi bile değişen ve bunu da normal karşılamaktan başka çaresi olmayan ne Doğulu ne de Batılı olabilmiş insanlarımız! Hala arada bocalayan bir halk! Dini hayatı bile olmakla olmamak arasında geçen bir toplum! Bugün dinî ve içtimaî hayatta geldiğimiz son noktanın hülasası ise şu şekilde… Vakit namazlarda camiler boş… Eğlencelerimiz hiç bizden değil! Evlilik gibi güzide bir işte bile İslamiyet dışı akımlar gırla gidiyor. Yapılan araştırmalara göre; 5 vakit namazını kılanların sayıları diplerde… Tesettür konusunda yıllarca yasal mücadeleler verildi ama yine de tam manasıyla bir anayasal güvence yok… Eğitimde geldiğimiz son nokta ortada… O ecdadın, uğrunda canını ortaya koyduğu çocuk eğitimi konusunda kafamız karışık ve ne dindar olabiliyoruz ne diğeri… İçtimai hayatta geldiğimiz nokta ortada… Benden önce kardeşim diyen, ben kâr yapmasam da esnaf kardeşim yapsın diyen, kardeşinin canı, ırzı, namusu için hayatını feda eden bir Müslüman toplumdan elimizde kalanlar gördüklerimizden ibaret!… Bencillik, egoizm, vurdumduymazlık, liyakatsizlik, hak gaspı, çıkar çatışmaları, sebepsiz basit sokak kavgaları, saygısızlık, adaletsizlik, aile içi geçimsizlik, ahlâkî çöküş, gençlerin ve çocukların atasına ve büyüklerine karşı tutumları gibi daha yüzlerce mevzuda büyük imtihanlardan geçiyoruz… Mübarek dinimizi ölçü kabul ederek Türk örf, adet ve geleneklerini merkeze alan dev bir toplumdan geriye kalan geceli gündüzlü bir insana bile nasıl faydalı olabilirim diye çırpınan; onlara dinini, imanını, geldiği yeri öğretmek için varını yoğunu feda eden, yaşına başına bakmadan elindeki son kitabı bile nasiplisine vermek için çırpınan bir avuç samimi Müslüman kaldı… Belki de kim bilir, şu an elimizde olan bu nimetlerin son damlalarını da tüketmemiş olmamızı gözü yaşlı, ağzı dualı bu mübarek insanlara borçluyuz.
Her zararlı akımın kolaylıkla yayılma mecrası bulduğu, tarih boyunca defalarca aynı delikten sokulan bir toplum imajı çizmekten bir türlü kurtulamıyoruz. Elinde ecdadından ve tarihinden kalan muazzam ölçüleri olmasına rağmen ölçüsüz ve rotasız bir toplum figürü çiziyoruz sürekli… Artık mücadelelerin masa başında yapıldığı, ekonomik ve psikolojik savaş mecralarının bile şekil değiştirdiği bu dönemde nesillerimizi maalesef çok kolay harcıyoruz. Elinde ecdadından miras kalan ve muazzam bir kültür bakiyesine sahip kaç millet var? Bu milletin Ahîlik, Çanakkale ve 15 Temmuz ruhuna çok ihtiyacı var…
Tarih boyunca, on altısının yıkımına şahitlik edip on yedincisini kuran asil Müslüman Türk milleti, hiçbir dönem tarihinden ve kültüründen bu kadar uzaklaşmamıştı. Yaşadığı saldırılar karşısında defalarca büyük darbeler yemesine rağmen pes etmeyip küllerinden doğan bir millet, inanıyoruz ki ecdadının ulaştığı o şanlı günlere tekrar geri dönecektir. Yoksa birçok müessesini kaybeden şu an da aile ve gençliği ile imtihandan geçen dualı asil milletin dönüşü çok zor olabilir.
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.
Yorumlar
İbrahim İnal
15-10-2025 01:22Tarihimizin, medeniyet köklerimizin ve günümüz arasında ki fark açık ve net olarak satırlara dökülmüş... Eğitim sistemine acil neşter vurulması gerek olduğu zatıalinizle de malümdur. Yarınlarımızı inşa edecek gençliğin ruhu, ecdadın medeniyet kökleri ve yüce dinimizin ahlaki değerleriyle bütünleşip barınmadıkça ayağa kalkamayız... Ancak umutsuz değilim o gençlik ayağa kalkacak medeniyet köklerimiz ve İslamiyetin değerleriyle bütünleşerek. Büyüklerimizin ifadeleri mucibince 21. Yüzyıla Aziz, necip milletimizin mührü vurulacaktır. Bunun ayak seslerini duyuyor gibiyim... Bu vesile ile kaleminize sağlık, Ömrünüze bereket... İlim ehli kıymetli hocam...
Ahmet Çağır
14-10-2025 20:26Kahti rical Tarihteki tüm Türk İslam Devletlerinin zafer ve medeniyet sırrıydı. Bu sayede 400 çadırlı küçük bir beylik 3 kıtaya 6 Asır hükmetti ve o imparatorluk Türkiye Yüzyılı ve Turan Birliği ile tarihi misyonuna tekrar vücud bularak geri dönecek inşallah. İşte bu misyonu ve insanlığın hasretle gözyaşı ile beklediği geri dönüşü işlemiş Mustafa hocamız burda. Ve karti rical yani devlet aklının nasıl olduğunu bu makalesinde bir kez daha göstermiş kıymetli hocamız. Kaleminize sağlık.
İrfan Ay
14-10-2025 17:50Hocam Sizin gibi hocalarımızın gayretleri, inşallah Allahü tealanın izniyle karşılık bulacak. Allahü teala razı olsun.
Şilan Çetin
14-10-2025 16:38İslam güneşinin dünyayı aydınlattığı o dönemlerden, bugün yaşadığımız değer erozyonuna uzanan bu yazı ; Türk milletinin tarih boyunca üstlendiği misyonu yeniden hatırlatıyor. Bugün, modern dünyanın girdabında yönünü kaybetmiş bir topluma “kendine dön” diyen bu yazı; ahlak ruhunu yeniden hatırlatıyor, teşekkür ederiz hocam.
harun onur
14-10-2025 08:59Ah hocam, bu sanal ve manevi yıkım çağında nesillerimizi nasıl muhafaza edeceğiz. Elimizde ne kaldı ki nurlu dualarımızdan başka. Ama ecdadın hâlâ üstümüzde tesirini hissettiğimiz kutlu duaları hürmetine ümitvar olmaya devam etmeliyiz. Rabbim bu aziz milleti ve ümmeti hak yolda sabit-i kadem eylesin inşallah.
Lokman hekim
14-10-2025 07:31Günümüzün resmi.. Güzel olmuş sevgili hocam... Severek okuyor yazılarınız için teşekkür ediyoruz...