• DOLAR
    41.27
  • EURO
    48.66
  • ALTIN
    4850.3
  • BIST
    10.449
  • BTC
    112074.59$
Deneme Reklam

SÜPER LİG ARINMA KILAVUZU!

29 Ekim 2025, Çarşamba 00:10
SÜPER LİG ARINMA KILAVUZU!

TFF Başkanı İbrahim Hacıosmanoğlu’nun “Bazı hakemlerin bahis oynadığını tespit ettik” açıklamasıyla birlikte, Türk futbolunda yıllardır konuşulan kirli düzen ilk kez resmi ağızdan ifşa edildi.

Ancak hepimiz biliyoruz ki, sadece hakemlerle sınırlı değil bu kirlilik. Başkanlardan teknik direktörlere, futbolculardan yorumculara, menajerlerden taraftarlara kadar herkesin bu sistemde bir "rolü" var.

İşte biz de bu gidişata “dur” demek için “Süper Lig’in arınma kılavuzunu hazırladık.

Futbolun tüm çarpıklıklarını bir araya getiren, her aktöre özel “çözüm” önerileri sunan dev bir hizmet!

Buyurun;

BAŞKANLAR İÇİN ARINMA RİTÜELİ

- Kulübün 4 teknik direktör, 18 futbolcu transferi, 300 milyon borcu olabilir. Yapı - mapı diyerek bir şekilde ortalığı karıştırın.

Tutarlılık kaybettirir, kaos umut satar.

- “Bu sezon hedefimiz Avrupa” cümlesinin o sezonda 2 kez kullanma ömrü vardır. Aşırıya kaçmayın. Başka umutlar verin; evren geniş, hayal bedava.

- Taraftar öfkeli ve haklıysa hemen “Sabredin, biz büyük kulübüz” deyin. Hemen tarih anlatın, matematiğe girmeyin.

- Her sezon sonunda “Bu bir maraton” diyerek kötü gidişi meşrulaştırın. Neticede maratonda bitirmek önemli, o da bir şekilde biter zaten.

- Medyada “Kulübümüz aile gibidir” deyip samimiyet vurgusu yapın. Ama içeride herkes birbirini unutsun; gerçek başarı, gizli soğuk savaşlarda saklıdır!

- Basın toplantısında “Şeffaflık bizim için çok önemli” deyin. Ama bilanço işine hiç girmeyin, o işi herkesin hayal gücüne bırakın.

- Yönetime enişteyi, bacanağı, komşunun oğlunu alın. Liyakat yoksa, en azından WhatsApp grubunuz güçlü olur.  İçeride tanıdık çoksa, dışarıda suçlu aramaya gerek kalmaz.

 

HOCALAR İÇİN ARINMA KAMPI

- Oyuncu idmanda 3 pas yaptıysa “Sistemi oturtuyoruz” demeyin. Birkaç hafta bekleyin. Sezonun son seri paslaşması olabilir.

- 90 dakikanın 80’inde rakibi izlemek taktik değil, meditasyondur. Değişiklikleri asla 80’den sonraya bırakmayın. Her zaman Nasreddin Hoca gibi “Ya tutarsa” demeyin, “Ya tutmazsa” diyen hoca olun.

- Mağlubiyetten sonra “topa daha çok sahip olduk” diyerek teselliyi yüzdeye vurmayın. Taraftarı ikna etmek için tribünlere gidin daha iyi. Hatta evlerine bile gidebilirsiniz.

- Hakemi konuşmak istediğinizde söze mutlaka “Hakemi konuşmak istemiyorum ama” diyerek başlayın. Hem haftayı hem vicdanı kurtarın.

-Basın toplantısında her 3 dakikada en az 1 dürüstlük cümlesi hakkınız var. Hakkınızı ziyan etmeyin.

- Takımın oyun sistemini maçtan maça değiştirmek sizi hoca yapar. Unutmayın en iyi sanat anlaşılmayan sanattır! Arada en iyi futbolcunuza kesik atmanız bu sanatın zirvesidir.

- Asıl önemli olan ‘topu ileri at, bakalım ne olacak’ felsefesini benimsemek. Dünyanın en iyi taktisyenleri geldi de ne oldu? Gece gündüz deme, keyfine bak.

- Rakibi analiz etme gibi fasa fiso şeylerle uğraşmayın. İlk 10 dakikada hakemin mi, rakibin mi, yoksa kendi takımının mı kupon yaptığını anlamadıysan, bırak bu işi.

 

FUTBOLCULARA SPİRÜTÜEL ARINMA

- “Formam için ölürüm” dediğinizin ertesi günü rakip takıma transfer olmanızda hiçbir sakınca yok. Futbolda sadakat güncellemesi her zaman kabul görür. Sonuçta profesyonellik varsa “vefa”, ismi söz edilen bir semt olmaktan mutludur!

- Türkiye’de futbolcu olmak, sahadaki performanstan çok sosyal medyadaki varlığınızla ölçülür. 

İki pas yapamıyorsunuz diye üzülmeyin. Story kaliteli olsun, asist yerine etiket yapın, gol yerine etkileşim kovalayın. Hem gelecekteki yorumculuk mesleğinize de yatırım olur!

- Taraftarı mutlu etmek için amatör ruhunuzu gösterin. Mahalle maçındaymış gibi olay çıkarın. Formayı ıslatamazsanız öperek armayı ıslatın. ‘Kalpler bizimle’ diye poz verin. Anladınız siz o filtreyi…

- Yenilgiden sonra hemen “Hakemler bizi istemiyor” bahanesine sarılın. Hele bu bahis olayından sonra hakem camiası iyice antipatik oldu. Vurun kokartlı abalıya.

- İşler kötü gidince, “Kara gün dostu taraftar” çıkartmasını yapıştırmak, gerçek performansınızı tatlı tatlı kamufle etmenin en pratik yoludur. Türk bayrağı ve oynadığınız takımın emojisini sakın unutmayın!

- 100 bin euro maaş alıp 1 km koştuysanız, “Elimden geleni yaptım” deyin. Kimseyi ikna etmez ama size bir rahatlama gelir.

- Takım ruhundan bahsedin. Ama işler sarpa sarınca soyunma odasına ilk siz varın. Bu durumlarda ihale sahadan çıkan son kişiye kalır.

 

YORUMCULARA NEFES TERAPİSİ

- Objektif olacaksınız diye kasmayın. Belli bir takımı övmek ya da yerden yere vurmak sizin kariyer reçetenizdir. Her programda bir reklam süresi kadar tarafsız kalmak yeterli. Aşırıya kaçmayın.

- Sahayı görmemiş, maçı izlemiş olmayabilirsiniz. Sonuçta hep aynı 3 ihtimalin döndüğü bir organizasyon. Kaybeden için “Taktik çöktü, oyuncular sahada yoktu”, kazanan için “Şans yanlarındaydı, takım ruhu zirvedeydi” deyip geçin. Riske girmeyin.

- “Ben demiştim” demek sizi bilge yapmaz, ama “Ben yanılmışım” demek insan yapar. Tercih sizin!

- Haftanın 5 günü yönetime methiye, 1 gün hakeme veryansın, 1 gün de stüdyoda cacık... Sakın menüyü bozmayın, bünyemiz buna alıştı.

- Bir maçı izleyip “Bu takımın yükselişi başladı” demek, ertesi hafta gelen farklı skorla unutulur. Ama merak etmeyin, yeni yükselişiniz için her hafta yeni bir maç var.

– Taraftar henüz istifa diye bağırmamışken “Başkan gitsin”, “Hoca bıraksın” demeyin. Rüzgar yokken yelken açan, fırtınada savrulur. Aman diyim.

- Canlı yayında “Ben futbolcuyken…” diye başlayan anılara son verin. Her seferinde hatıranın içeriği farklı anlatılınca alzheimera doğru gittiğiniz ortaya çıkıyor. Tamam sensin!

 

MENAJERLERE GÖNÜL TEMİZLİĞİ

- 18 yaşındaki çocuğu 3 maçta “Premier Lig adayı” diye pazarlamaya kalkın. Okul kantininde tost sırasında olsa bile.

- Transfer döneminde “yoğun ilgi var” yalanı için her seferinde bir bağış yapın. Temizlenmezsiniz ama birilerine faydanız dokunur.

- Basına sızdırdığınız yalan habere kendiniz de inanın. Sonra “Biz de medyadan öğrendik” diye yalanı yalanla savunun.

- Oyuncu 5 hafta yedek kalsa bile “Mental olarak hazırlanıyor” diyerek durumu kurtarın. Rotasyon kurbanı olduğu dilinizin ucuna gelmesin, onu ordan alırlar!

- Her sezon başı “Bu yıl patlayacak” dediğiniz oyuncuların sezon ortasında balonu patlarsa yüzsüzlüğe verin. İade almıyoruz deyin.

 

HAKEMLER İÇİN BAHİS DETOKSU 

- Kırmızı kart gösterdiğinizde değil, göstermediğinizde unutulursunuz. Hatırlanmak istiyorsanız, elinizi korkak alıştırmayın. 

- Penaltı mı değil mi çok kafa yormayın. En gürültülü tribün haklı olan taraftır. Anketlere kulak verin.

- VAR odasında gözlüğü çıkarıp kuponu incelemek, futbolu anlamaktan çok kumar becerisi gerektirir. Bu da sizde VAR zaten!

- Maç başına en az 2 doğru karar sizi kurtarır. Kalanı yorumcuya ve seyirciye bırakın. Kendinizden söz ettirirsiniz. Bu işin yarınları da var!

- “Centilmenlik” vurgusu, hatalarınızın deodorantı gibidir. Kokuyu kapatır, kullanın onu. 

 

TARAFTARLAR İÇİN ZİHNİSEL ARINMA 

– Birkaç hafta yenilginin ardından “Ben artık maç izlemiyorum” deyin, ama ertesi hafta statta olun.

- Sezon başında “Lig bizim” diye başlayıp üçüncü hafta “Herkes istifa” diye bağırın. Sonuçta bu duygu değişimlerinin suçlusu siz değilsiniz.

- Sadece yenilgiyi değil, terleyen futbolcuyu da yuhalayın. 

Unutmayın, sövmek bedava; kaybedilen maçta en karlı çıkan siz olun.

- Tehditleriniz sosyal medyada kalmasın. Gerçek hayatta da birbirinizi bulun. Vurun, kırın, parçalayın!

- Futbolcu milyonlar kazanırken, siz takımınıza aşkla bağlanın. Aşkın da bir bedeli var. Ödeyeceksiniz!

- Taraftar olmak sabır ister, sabır. Çünkü her sezon aynı hayali kurup her Ekim'de hayal kırıklığına uğramak, ancak inatla sevmeyi bilenlerin harcıdır.

***

Oynadığımız, seyrettiğimiz, okuduğumuz her şeyde anladık ki; futbol sadece sahada oynanmıyor.

Hatta zamanla sadece “vicdanlarda oynanan” bir oyuna dönüşüyor.

Ve biz hâlâ inanmak istiyoruz: 

Kirlenmemiş bir futbola… 

İsmini değil, emeğini öne çıkaran futbolculara… 

Koltuğu değil, sorumluluğu taşıyan yöneticilere… 

Ve yerinde sabretmeyi bilen, yeri geldi mi alkışla yıkan taraftarlara...

Çünkü futbol sadece futbol değildir… 

Bir umudun, bir vicdanın, bir ahlakın yansımasıdır. 

…Ve belki de en çok; son düdük çalana kadar temiz kalmaya çalışanların oyunudur.

Yorumlar

  • yorum avatar
    Deniz
    30-10-2025 00:24

    “18 yaşındaki çocuğu 3 maçta “Premier Lig adayı” diye pazarlamaya kalkın. Okul kantininde tost sırasında olsa bile.” Basit görülebilir fakat bence bu da önemli bir detay..

  • yorum avatar
    Nergis
    30-10-2025 00:00

    “Her sey büyük bir hızla kirleniyordu, birinciliği beyaza verdiler” Din’de dahil, (malesef ki) her seyin hızlıca tabiti caizse kirletildiği, çıkar aracı olarak kullanıldığı bir iklimde bundan futbolun nasipsiz kalması imkansızdı.? Cok uzun yılların, cok keyifli futbol yazarlıgı yapmıs insanı olarak kimbilir ne kadar üzülmüşsünüzdür bu yazıyı kaleme alırken… Anlatımdaki “alaycı, dalga geçen, kısmen muzip dile rağmen… Selametle..

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.