• DOLAR
    41.27
  • EURO
    48.66
  • ALTIN
    4850.3
  • BIST
    10.449
  • BTC
    112074.59$
Deneme Reklam

Musâfaha

01 Ekim 2025, Çarşamba 10:31
Musâfaha

(ABD’ye köle giden zenciler, NEÜ Rektörü Cem Zorlu ve musâfaha unutturulmuş olan biz Müslümanlar…)

Kendi halinde yaşadığı köylerinden, silahlı katiller tarafından zorla toplanarak köle yapılan ve çuvallar, hatta hayvanlar gibi dolduruldukları gemilerle okyanus ötelerine taşınan Müslümanlar için şimdi nefes almaktan başka her şey yasaktı ve tarladaki otu yemek bile izne tabiydi. Sadece kendilerini “medenî” zanneden kahrolası vahşilerin ölçüsüne göre, Afrika’dan gelenlerin derilerinin rengi bile alınlarına basılmış bir kölelik mührüydü!

Onlar, yeni kıtada; kendilerine “insan” diyenlerin arazilerine salınmışlardı. Kaçmaya teşebbüs veya emre itiraz ölmek demekti. Çoğu da öldü… Sağ kalanlara ise; “biraz aklı da olan hayvan” muamelesi yapılıyordu. Ve, çok çaresizdiler!..

❤️❤️❤️

Hiç beklemedikleri anda köylerini kan gölüne çeviren insan tüccarları tarafından kaçırılıp, aylar süren korkunç bir yolculuk sonunda okyanus ötesinde satılan ve bütün insanlık vasıfları ellerinden alınan bu Müslümanlar; neticede namaz kılamaz, oruç tutamaz, hiçbir ilim öğrenemez oldu. Dinlerini hatta isimlerini bile koruyamadılar.

Onların ellerinde (sahiplerinin fark etmediği) bir tek şeyleri kaldı:

Musafaha!..

Ondan vazgeçmediler… Onunla teselli buldular, üşüyen kalplerini onunla ısıttılar, zihinlerini onunla diri tuttular, hafızalarında silinmeden kalabilmiş tek tük hatıralarını musafaha ile tazelemeye çalıştılar.

Aradan 400-500 yıl geçti. Gemilerle taşınan yaklaşık 15 milyon Afrikalı asimile olurken, bütün Amerika kıtasını musafaha etmeye alıştırdılar.

Bugün Harlem’deki işsiz zencilerden, mısır püskülü rengindeki sarı beyaz ABD başkanlarına kadar hepsinin tokalaşma şekli… Yani karşılaştıkları dostlarıyla, sağ ellerinin avuç içini birleştirip, dört parmağını, karşısındakinin başparmağına dolayıp sıkıca ve samimi olarak tokalaşmak; Afrikalı Müslüman kölelerin, sünnete uygun olarak ve ısrarla yapmaya devam ettikleri musafahadır. 

❤️❤️❤️

Geçenlerde, asker arkadaşlarımdan biri, grubumuzda bir yazı paylaştı.

“Perşembe Hadisimiz” diye başlayan satırları okudukça bir yandan şaşırdım diğer yandan sevindim.

Bu yazı kiminmiş diye bakınca Prof. Dr. Cem Zorlu adını gördüm. Onun kim olduğunu araştırınca da;üç yabancı dili, altı basılmış kitabı olan… Bilmem ne kadar akademik başarının ardından hâlen Necmettin Erbakan Üniversitesinin rektörlük görevini yürüten… Çoğu mevkidaşıyla kıyaslanmayacak derece faal, sosyal medyayı ise sanki başarı ödülü olarak yepyeni bir telefon hediye edilmiş üniversiteli gençler gibi etkili kullanan bir isim olduğunu gördüm.

Şöyle diyordu gelen satırlarda:

❤️❤️❤️

Ebü’l-Hattâb Katâde şöyle dedi:

Ben Enes’e:

- Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellemin, ashâbı arasında el sıkışma âdeti var mıydı? Diye sordum. O da:

- Evet, diye cevap verdi… Yemen halkı gelince, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

“Size Yemen halkı geldi, el sıkışma âdetini ilk başlatan onlardır.”

Berâ radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

“İki müslüman karşılaştıklarında el sıkışırlarsa, birbirlerinden ayrılmadan önce günahları bağışlanır.”

Açıklamalar:

Musâfaha, dilimizdeki kullanımıyla tokalaşmak veya el sıkışmak demektir.

Musâfahanın şekli, bir kimsenin elinin içini başkasının elinin içiyle birleştirmesi, birbirlerinin ellerini bu vaziyette tutmaları tarzında olur. Musâfaha çok eski bir sünnettir... Onu ilk ortaya çıkaranların Yemenliler olduğu kabul edilir. İlk karşılaşma sırasında musâfaha yapmak sünnet, her karşılaşmada musâfaha ise müstehaptır. Karşılaşma esnasında önce selâmlaşılır, sonra el tutuşulur. Musâfaha için elini uzatandan yüz çevirmek ve mukabelede bulunmamak doğru bir davranış tarzı kabul edilmez ve edebe aykırıdır.

Bir topluluğun başka bir toplulukla karşılaşıp musâfaha yapmadan konuşmaları, ilim müzâkeresinde bulunmaları veya uzun bir süre bir arada kaldıktan sonra ayrılacaklarında ayağa kalkıp salâvat getirerek el sıkışmaları sünnete uygun bir davranış olmayıp, mekruh kabul edilmiştir. Çünkü ilk karşılaşmalarında bu görevi yerine getirmeleri gerekir.

Musâfaha esnasında helâl ve harama riâyet edilmesi temel prensiptir. Erkeklerin kadınlarla musâfahaları câiz değildir.

Musâfaha hakkındaki bu genel bilgilerden sonra hadislerin muhtevasına dönebiliriz. Yukarıdaki her üç hadis aynı konu etrafında bilgiler vermektedir. Enes’in ilk rivayetinden

Musâfahanın, Peygamber Efendimiz zamanında varlığını ve sahâbe arasında yaygınlığını anlıyoruz. Bir şeyin Efendimiz zamanında müslümanlar arasında uygulanması aynı zamanda onun meşrûiyetini ortaya koyar. Hadis kitaplarımızın birçoğunda yer alan rivayetlerden, sahâbe-i kirâmın selâmdan sonra musâfaha yaptıklarını öğreniyoruz. Sevgi ve kardeşliğin belirtilerinden biri olan selâmdan sonra el sıkışmak, aralarında var olan sevgi ve kardeşliği, dostluğu, insanların birbirlerine karşı samimiyetini ve değer verişlerini daha da öne çıkarıcı bir unsurdur.

Resûl-i Ekrem, bir kısım sahih rivayetlerinde çeşitli vesilelerle Yemenlileri methetmiştir. Onların îmanlarının güçlü, kendilerinin iyi mü’min ve hikmet ehli olduklarını övdüğünü görürüz. Bu, Yemenlilerin o günün önde gelen medenî topluluklarından biri oluşlarıyla alâkalıdır, denilebilir. Çünkü Yemenliler herhangi bir zorlama söz konusu olmadan ve benimseyerek İslâm’ı kabul etmişler, gerçekten de dini en iyi yaşayan topluluklardan biri olarak temayüz etmişlerdi. Bu, övülmeye ve takdire değer bir haldir. Enes’in ikinci hadisinden öğrendiğimize göre, Efendimiz musâfaha âdetini ilk getirenlerin de Yemenliler olduğunu söylemişlerdir ki, bu da onların lehine ve methine yönelik bir hadistir.

Müslümanlar birbirleriyle karşılaşıp selâmlaştıktan sonra musâfaha yaparlar. Selâmlaşmaları bir sâlih amel, musâfaha yapmaları da bir başka güzel davranıştır. Bunların her ikisi, görüldüğü gibi Resûl-i Ekrem tarafından övülüp teşvik edilmiştir. İyi mü’min olmanın birer belirtisi sayılan bu güzel davranışlar, kul hakkının dışında kalan hukûkullahla ilgili küçük günahların bağışlanmasına vesile teşkil eder. İki müslüman karşılaştıkları zaman musâfaha yaparlar, her ikisi Allah’a hamdeder ve bağışlanmalarını dilerlerse, her ikisi mağfiret olunur.

Hadislerden Öğrendiklerimiz:

1. Musâfaha, tokalaşmak sahâbe arasında yaşatılan bir sünnettir.

2. Musâfahanın meşrûiyeti Peygamber Efendimiz’in takrirleri ile sâbittir.

3. Musâfahanın varlığı konusu sahâbîlerin aksine bir şey söylemeyerek onayladıkları ortak bir hükümdür ve bu dinî açıdan müslümanlar için bir delildir.

4. İnsanlar arasında musâfahayı ilk ortaya çıkaranlar Yemen halkıdır.

5. Musâfaha ilk karşılaşma anında ve selâmdan sonra yapılır. Bu müstehaptır.

6. Musâfaha salih amellerden biridir ve küçük günahlara keffâret olur.

❤️❤️❤️ 

Tam İlmihal’deki 90 numaralı “Selâmlaşmak” bölümünün ikinci sayfasında da diyor ki;

“Sünnet olan, karşılaşınca, selam söyleşirken, sağ el dört parmak içlerini, çıplak olarak [eldivensiz, örtüsüz karşısındakinin sağ eli dışına baş parmağı tarafına] yapıştırmaktır. Baş parmakta bulunan damardan muhabbet yayılır. Müsafeha ederken, birbirine muhabbet geçer.”

Dolayısıyla, buradaki ilk yazımızda, siz sevgili okuyucularımızla da “musafaha” etmiş olduk.

İnşallah kalplerimizde bulunan muhabbetler, parmaklarımızdan birbirimize geçmiştir, değil mi?

----------

NOT: Başlığın hemen altında bulunan (Facebook, X, WhatsApp, Telegram) kutucuklarıyla yazımızı paylaşarak “musafaha” çemberimizi genişletir misiniz?

Yorumlar

  • yorum avatar
    Diğdem
    03-10-2025 10:24

    Çok sevindim. Kaleminizi bu yeni platformda görmek büyük mutluluk ? Yolunuz açık olsun. Heyecanla takip edeceğim.

  • yorum avatar
    Semra Öztop
    01-10-2025 16:05

    Hoşgeldiniz ağabey, yazılarınızı çok özlemiştim. Konu o kadar güzel ki sayfalar dolusu olsa keyifle okurum. Allahü Teâlâ sağlık ve afiyetli uzun ömür ihsân eylesin inşaallah.

  • yorum avatar
    Ali T.
    01-10-2025 11:01

    Çok güzel bir yazı. Yolda giderken okudum. Medyamitin yeni yayın hayatı hayırlı olsun

  • yorum avatar
    Ayşe
    01-10-2025 10:49

    Hayrlı olsun. Biz sizi okumalı,siz de bize yazmalısınız. Güzel oldu böyle.

  • yorum avatar
    Hicran Seçkin
    01-10-2025 10:41

    Günümüzde daha ziyade "sporcuların selamlaşma şekli" olarak tarif edilen musâfahayı ne güzel anlatmışsınız, ellerinize yüreğinize sağlık efendim? Medyamit ve yeni köşelerimiz hayırlı olsun inşallah❤️

  • yorum avatar
    Muammer Erkul
    01-10-2025 09:38

    Yazı okuyan ve hele tebrik edenlerin oldukça azaldığı günümüzde (MedyaMit çatısı altında, bu köşede benimle “musafahada” ilk buluşanlar Elvan Küçük, Yıldız Seçen ve Fuat Bayramoğlu’na ben de teşekkür ediyorum. Rabbim bir olmaktan ayırmasın ve bizleri güzelliklerde hep beraber eylesin inşallah.

  • yorum avatar
    Fuat BayramoĞlu
    01-10-2025 05:26

    Efendim merhaba, Harika yazinizi büyük blr keyifle okudum. Teşekkür ve dualar ederim. Başarılar sizlerle olsun. Allahu Teala yar ve yardımcınız olsun amin. Başarılarınız daim olsun efendim

  • yorum avatar
    Yıldız Seçen
    01-10-2025 00:30

    30 senelik tanışıkşığımızda bir defa bile pişman olmadım hocam. Yazı yine çok güzel ve biz yine sayende yeni şeyler öğrenmiş olduk. Allah razı olsun. Siteniz hayırlı yolunuz açık olsun... Sevgiler ❤️

  • yorum avatar
    Elvan Küçük
    01-10-2025 00:24

    Muammer abi, İlk yazıya muhabbetin yayılmasıyla ve bir sünnetin hatırlatılmasıyla başlaman ne hoş olmuş. Kalemine kuvvet, ömrüne bereket.

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.