• DOLAR
    41.27
  • EURO
    48.66
  • ALTIN
    4850.3
  • BIST
    10.449
  • BTC
    112074.59$
Deneme Reklam

MUHABBET

14 Kasım 2025, Cuma 00:15
MUHABBET

Muhabbet, kalbin sevgiyle bir şeye bağlanmasıdır.

İnsan sevgiyle bağlandığı şeyin ardından koşar.

Bu, karşı cinsi de olabilir,

para, mal-mülk de olabilir,

şan-şöhret de olabilir,

makam-mevki veya başka bir şey de olabilir.

Peki bunları sevmek kötü mü, sevgide ölçü ne olmalı?

Peygamber efendimiz, “Dünya sevgisi kötülüklerin başıdır.”     Buyuruyor.

Niçin?

Çünkü dünya, insanı, Allahü Teala’dan uzaklaştıran şeyler demektir.

Eğer sahip olduklarımız, gönül bağladıklarımız, bize Allahü Teala’yı unutturmuyorsa bunlar, dünya değildir.

İslam büyükleri dualarında; “Yâ Rabbi, bize kendi sevgini, sevdiklerinin sevgisini ve sevgine kavuşturacak amellerin sevgisini ihsan eyle” diyerek Allahü Teala’ya iltica etmişlerdir.

Sevgili Peygamberimiz de “Kişi sevdiği ile beraberdir” buyurarak bu sevginin önemine dikkat çekmişlerdir.

Sevgide asıl olan; neyi sevdiğimiz değil, kim için sevdiğimizdir. Nefsimiz için mi, Allah için mi?

Sevgide sıralama olur mu?

Tabi ki, üzerimizde en çok kimin hakkı varsa onu daha çok sevmeliyiz.

Bizi yoktan var eden, insan olma şerefini bahşeden, sayısız nimetlerini karşılıksız ihsan eden Allahü Teala’yı, her şeyden daha çok sevmeliyiz.

Sonra, Müslüman olmakla dünya ve ahiret saadetimize vesile olanları; başta Peygamber efendimiz olmak üzere tüm Eshab-ı kiram efendilerimizi, mezhep imamlarımızı, cümle ulema, evliya ve salih kulları çok sevmeliyiz.

Bizim dünyaya gelmemize sebep olan, doğduğumuz andan itibaren tüm ihtiyaçlarımızı giderip bizleri büyüten anne-babalarımız, üstelik bizi İslam terbiyesi üzere yetiştirmişlerse onların hakkı asla ödenmez ki, bu da onlara en çok sevgi ve saygıyı gerektirir.

Allahü Teala’ya olan hakiki muhabbetin iki şartı vardır.

Birincisi, O’nun sevdiklerini sevmek, sevmediklerine ise kalben buğzetmektir ki, buna dini literatürde “Hubb-i fillah ve buğd-ı fillah” denilmekte olup, İslam alimleri bunu, imanın bir gereği olarak kabul etmişlerdir.

Bu kaideye göre, Allahü Teala’ya isyan edenlerle dost olup, onlara muhabbet besleyen bir kimsenin, Allah’ı sevdiğini söylemesi, sadece bir zandan ibarettir.

İkinci şart ise itaattir. Allah ve Resulünü seviyorum diyen kimsenin, İslamiyetin emrettiği gibi yaşayarak samimiyetini belli etmesi gerekir.

Demek ki, muhabbet ince bir yoldur. Böyle gözü kapalı gidecek bir yer değildir.

Bu nedenle muhabbet ettiğimiz şeylere dikkat etmeliyiz. Zira onların sevgisi, sonsuz saadetimize vesile olabildiği gibi, sonsuz felaketimize de sebep olabilir.

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.