İslam Ülkeleri Tabiri Kıta mı Değiştiriyor?
07 Ekim 2025, Salı 00:00
Günümüzde Batı’da herkesi şaşırtan hadiseler cereyan etmektedir. Mesela son yıllarda Batı dünyasında İslamiyet’e olan ilgi ve alakanın önlenemez yükselişine şahit oluyoruz. Filistin’de yaşanan soykırım, acı ve sefalete vicdanî noktada refleks gösteren Batılılar, önce merakları sebebiyle sonra da hak dinin güzelliklerini tadarak, alaka gösterip önce İslamiyet’i tanıyıp Müslüman oluyorlar sonra da çevrelerine telkinlerde bulunarak onların da hak dinle tanışmalarına vesile oluyorlar. Yani bu insanlar, daha İslamiyet’i öğrenmeden İslamiyet’i yayma şerefine nail oluyorlar ki bu, ibretlik bir vakâdır. Zira kaynaklara göre, din-i İslam’a hizmet edenlere Allahü teala’nın, dünya nimetlerini hizmetçi kılacağını, bunu da gerekirse fâcirin eliyle yapacağını yazmaktadır. Kimde ne cevher bulunduğu ancak Rabbimiz bilir. Cömertliği sebebiyle Bizans İmparatoru’nun kızına hidayet ihsan eden Allahü teala, her şeye kadirdir. Gelecek belki de nelere gebedir yaşayıp göreceğiz inşallah. Geçmişte zelil durumda olanların yarın zirvelere nasıl kanat çırptıklarının hikâyelerini de dinleyeceğiz belki de kim bilir!
Son istatistikler, Batı ülkelerinde Müslüman nüfusunun önceki yıllara göre çok arttığını her geçen gün daha da artarak İslamiyet’in hızlı bir şekilde yayıldığını ortaya koymaktadır. Bunda son zamanlarda yaşanan Filistin işgalinin tesirinin yüksek olduğu da açıktır.
Öyle ki, ABD merkezli araştırma şirketi Pew, 2070'e kadar İslamiyet’in sayıca dünyadaki en kalabalık din olacağını belirtmektedir. Pew Araştırma Şirketi’ne göre dünyada İslamiyet'in en hızlı yayılan din olduğu ifade edilmiştir. Ayrıca yapılan araştırmalara göre, bu yüzyılın sonuna kadar dünyada Müslüman nüfusunun Hristiyan nüfusunu geçeceğinin de altı çizilmektedir.
İsviçre'de, 11 Eylül ABD İkiz Kule saldırısı sonrasında 6000’den fazla kişinin Hıristiyanlıktan İslamiyet’e geçtiği ortaya çıkmıştır.
Yine araştırmalara göre, Fransa’da Müslüman nüfusunun önümüzdeki 10-15 yıllık sürede 6 milyondan 8 milyona çıkacağı tahmin edilmektedir.
İngiltere resmi rakamlarına göre; her yıl 50.000’den fazla kişinin İslamiyet’i kabul ettiği, Hıristiyanlık inancındaki hurafe ve çelişkilerin de etkisiyle genç yaştaki İngiliz vatandaşlarının Müslüman olduğu, İslamiyet’e ilginin her geçen gün daha da arttığı belirtilmektedir. Avrupa'da İslamiyet’in çok hızlı bir şekilde yayıldığını Britanya İçişleri Bakanlığı da rakamlara dayandırarak doğrulamaktadır. Ayrıca ABD’deki İkiz Kule saldırısı sonrası İslamiyet’e hızlı bir yöneliş yaşandığı yarım milyona yakın İngiliz vatandaşının Müslüman olduğu da ifade edilmiştir. Bununla birlikte İsrail’in Filistinli masumlara uyguladığı soykırım sonrası da özellikle İngiltere’de artan hızlı bir Müslüman nüfusunun altı çizilmiştir. Ayrıca basın yayın organları, her geçen gün İngiliz vatandaşlarının İslam dinine duyduğu ilgiyi yazmaktadır. Birçok İngiliz araştırmacı, Hristiyanlıktaki hızlı erozyonun ve Batı toplumundaki kültürel bozulmanın daha insanî ve kapsamlı kabul edilen, sistematik içtimaî değerlere sahip ve tesirli bir aile yapısı sunan İslam dinine, insanların ilgi duyduğunu belirtmektedir.
Kanada'da İslamiyet’i seçen insanların oranının 1990’lı yıllardan 2000’li yıllara kadar artış oranının yaklaşık %130’u bulduğu ifade edilmiştir.
İtalya ise şu an 1 milyon nüfusu geçmiş vaziyette… Meşhur The Journal Dergisi, bu asır sonu veya önümüzdeki asır başında, Avrupa toplumunun tamamına yakınının tek ve son din olan İslamiyet'i kabul edeceğini yazdı.
Avrupa’nın en büyük sanayi devletlerinden Almanya ise şu an 4 milyondan fazla nüfusa sahip ve bu sayı hızla artıyor. Son rakamlara göre Almanya’da Müslüman nüfusu yüzde 10’a yaklaşmış vaziyette…
Bütün bu istatistikler, din-i İslam’a yüzyıllardır hizmet eden Doğu toplumlarının elinden bu nimetin el değiştirebileceğine de işaret olabilir. Zira Allahü tealanın kudreti her şeye kadirdir ve nimetin kıymeti bilinmez, layık olunamazsa elden çıkmakla kalmayıp şiddetli bir azaba da düçar olunacağı ifade buyurulmaktadır. Ondan sonra diz dövüp saç baş yolmak da çare olmayacaktır. Çünkü şu an kendine “İslam ülkesi” etiketi yapıştırılmış “sahibinden tescilli krallıklar” ve yüzyıllardır İslamiyet’e hakiki manada hizmet etmiş olan bizlerin dinî ve içtimâî hayattaki durumu ortada! İslamiyet’i aslına uygun olarak ne kadar yaşayabiliyoruz? Kul hakkı, haksızlık ve adaletsizlikten tutun da mübarek dinimizin işaret buyurduğu en temel insanî hasletlere kadar yüzlerce hassas mevzuda erozyona uğramış bir İslam toplumu görseli sunmaktayız. Bize ihsan edilen büyük nimetleri hayat prensibi haline getirme noktasında da ceddimizden kalan rotadan hızla uzaklaşıyoruz.
Sosyal ve dini hayatımızda Peygamber efendimizin mübarek yolunu kendimize şiar edinme konusunda geldiğimiz son nokta, üzerimize planlar geliştirenleri bile kıskandıracak seviyede! Bütün duamız, yüzyıllara damgasını vuran kutlu bir topluluğun evlatlarının yine uyanması ve dünyada hak ettiği yerde bulunması için ama şu an içinde bulunduğumuz psikolojik ve sosyolojik duruş, artık geminin rotasından çok uzaklaştığına işaret etmekte...
Fakat her şeyin sahibi Allahü tealadır ve O ne derse o olur.
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.
Yorumlar
ramazan pehlivan
07-10-2025 11:57kaleminize sağlık. inşallah elimizdeki bayrağı kaybetmeyiz
Nafiz BUĞDAYLI
07-10-2025 11:33Kıymetli Hocam, Allahü teala razı, yar ve yardımcınız olsun. İlminizi artırsın. Yüreğinize, ellerinize, kaleminize sağlık, efendim. Teşekkürler..