İhtiyaç Hamuruyla Yoğrulmuş İnsan
05 Ekim 2025, Pazar 00:06
"Kendi kendime yeterim.” Günümüzün en sevilen cümlelerinden. Oysa bu iddia, ilk sarsıntıda sönmeye mahkûm. Çünkü hayatımız, çoğu zaman farkına bile varmadığımız ihtiyaçlar ve bu ihtiyaçları sessizce karşılayan görünmez sistemler üzerine kurulu. Sadece su ve yemekle değil; oksijen, uyku; mahremiyet, aidiyet, itibar; merak, öğrenme, zihin ve lisan; güzellik ve düzen; oyun ve neşe; emek ve fayda; zeka ve hafıza; hatıra ve gelecek gibi kat kat ihtiyaçlarla yoğrulmuşuz. İnsanın mimarisi, ihtiyaç mimarisidir ve bu ihtiyaçların çoğu görünmez sistemler tarafından karşılanır.
İnsanın binlerce ihtiyacını üç-beş başlıkta toplamayı seviyoruz. Çoğu zaman da eksikliğini en çok hissettiğimiz tek bir ihtiyaca odaklanıp bütün meselelerimizin anahtarı oradaymış sanıyoruz. Oysa insanın ihtiyaçları ağ yapısıdır; bir halkadaki aksama, diğer halkalarda yankılanır.
Farkında olmadığımız sayısız ihtiyacımıza, yine farkına varmadığımız sayısız sistem cevap verir. Bu sistemlerin verdikleri de ilmek ilmek hücrelerimize işler. Acıktığımızda yediğimiz yemek, merak ettiğimizde öğrendiğimiz bilgi, sevildiğimizde bize sarılan insan... Hepsi hamurumuza katılan mayalardır.
Oksijen en temel ihtiyaçtır ve en çok görünmez olandır; aksayınca görünür hale gelir. Ormanlar, yosunlar, rüzgârlar, atmosfer döngüleri; penceredeki menfezden akciğerdeki alveole uzanan zincir tek bir nefeste buluşur.
Su musluğa yalnızca faturayla gelmez. Kar ve yağmur, baraj, arıtma tesisi, pompa istasyonu, boru hattı, sayaç… Her halkada mühendisler, operatörler, bakım ekipleri vardır. Şebeke elektriğe, elektriğin sürekliliği ise bambaşka sistemlere dayanır.
Gıda tarlada başlar gibi görünür. Toprağın mikroorganizmaları, tohum ıslahı, arıların polen taşıması, sulama, hasat, depolama, soğuk zincir, nakliye, fırın, manav, denetim… Soframıza gelen bir dilim ekmeğin ardında yüzlerce el, onlarca iş vardır.
Aile ve mahalle, sosyal ihtiyaçların ilk halkasıdır. Çocuk ve yaşlı bakımı, komşuluk, okul ve öğretmen; ev içi emek ve gönüllü ağlar… Görülme, duyulma ve korunma ihtiyacı önce burada karşılık bulur; insan, insanla tamamlanır. Bu halkalar inceldiğinde yalnızlık kalınlaşır.
Manevî tarafta ise ihtiyaç, acziyet diye okunur. İnsana, sınırlarını inkâr etmek güç vermez; tam aksine, güç arayışını yanlış adreslere sürükler. Dua, bu sebeple teslimiyete açılan kapıdır; insanın, kendini ve ihtiyacını doğru yere emanet edişidir. Allahü Teâlâ’ya yönelen kalp, ihtiyaçlarını yerli yerine koymayı öğrenir.
Kısacası liste uzun ve ihtiyaç çok.
Yazılarda daldan dala atlayacağız.
Bir gün bilim ve beyin,
Bir gün öğretmenlik ve girişimcilik,
Başka bir gün yapay zekâ ve iktisat konuşacağız.
Önümüzdeki birkaç yazıda insanı tanımak için gelişimini resmedeceğiz. Şu ıssız dünya çölünde büyümeye çalışan bir ağaç gibi, tohumdan çınara kadar insanın ihtiyaçlarını ve bunların nasıl karşılandığını göreceğiz. Haftaya tohumu yani insanın genlerini ve potansiyelini ele alacağız.
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.