Dedemin şapkalı fotoğrafları
25 Ekim 2025, Cumartesi 09:06
(Ahhh şöyle ferahlamak ümidiyle, dede ve torun ikimiz, evet çaresizlikle ve içimizdeki zehirli gazları salar gibi bir ağızdan sövseydik, sövseydik gene sövseydik!..)
Dedemin çok meşhur hususiyetleri varmış. Bunlardan biri de sövmek…
Keşke onunla yan yana olabilseydik; önce Çatalca’da, sonra Erzurum Kars civarında kim bilir kaç cephede düşmana mermi sıkabilseydik… Onunla yan yana yürüyerek bütün Anadoluyu geçip Mudanya’ya ulaşsaydık…
İaşe Çavuşu olarak kendine zimmetlenmiş kantarı ile sekiz senelik savaş hayatını orada bırakarak ve İstiklal Harbini kazanmış ordunun birer askeri olarak denizden İstanbul’a geçince, Payitahtımızın İngiliz askerleri tarafından çiğnenmekte olduğunu görüp, dehşetli şaşkınlıklara da birlikte düşseydik!
Ve ilk defa orada sövmeğe başlasaydık;
Biz Kurtuluş savaşını kazanmışken, içinde Padişah ve Halifemizin bulunduğu gözbebeğimizin, başşehrimizin nasıl esir olduğuna!
❤️❤️❤️
Ben Hüseyin dedemi hayal meyal hatırlıyorum. Vefat ettiği gün de dahil olmak üzere, anlatılanlarla karışarak gözümde canlanan birkaç dedemli sahne.
Ve bazı fotoğraflar…
Biri vesikalık ki mutlaka yeni nüfus cüzdanı için çekilmiştir. Biri dayımın evlendiği zaman, biri büyük teyzemlerin olduğu ama hep üzerinde “çoRLu hATıRAsı” yazan perdenin önünde çekilmiş pozlar.
Ve hepsinde, dedemin başında şapka!
Çeneden dört parmak aşağıya inen dalgalı sakalı, gözünün alt kapağındaki çok belirgin yara izi, kim bilir neler demeye çalışan o bulanık bakışlar ve başında bir koca kasket.
İşte kırklı yılların fotoğrafları…
❤️❤️❤️
Ben dedemin hiç şapkasız fotoğrafını görmedim.
Harbe gönüllü gitmiş, ömrünün çok yılları cephede geçmiş olan Gazi dedem, Çavuş dedem, o deli dolu ve çok çalışkan dedem her daim şapkayla mı dolaşıyordu da bütün torunları ve sevenleri olarak, bütün fotoğraflarında onu şapkalı gördük ve hâlâ da öyle görmeye devam ediyoruz?..
Ahhh şöyle ferahlamak ümidiyle, dede ve torun ikimiz, evet çaresizlik içinde ve içimizdeki zehirli gazları salar gibi, özellikle de kimselerin olmadığı yerlerde, onunla bir ağızdan sövseydik, sövseydik gene sövseydik!..
❤️❤️❤️
Mimlenmiş olan dedemin büyük suçları herkesçe malumdu…
Bunlardan üç tanesi var ki, affı yok!..
Defalarca evinden alındığı, hırpalandığı, hatta birinde muhtarın kasabaya koca bir koç götürüp, o yokluk senelerinde kefalet olarak onu vererek dedemi kurtardığı da malum…
Peki neydi dedemin bu suçları?..
Birincisi, ezan okumak…
Hem de karanlığın içinde, sabah ezanını. Hem de bir yanı dere olan birkaç dönümlük bahçenin ortasındaki kendi yaptığı evinin hayatında…
Büyük, çok büyük bir suç bu!
İhbar edilmiş veya pusuya yatılarak bu suçun tekrarlandığı da ispat edilmiş…
❤️❤️❤️
İkinci büyük suç, çocuklara Elif Be öğretmek… Hem de evindeki kendi ahırında, hayvanlarla beraber aynı ortamda, kitapları duvar oyuklarına, saçaklara saklayarak çocuklara gizli gizli ders vermek!..
Ah be Hüseyin Çavuş;
Bu deliliği neden yaparsın ve söyle bana hangisi daha zordu; sekiz senelik cephe mii, yoksa daha sonraki yıllar mı?
…..
Diğer büyük suçu ise, başına şapka giymemekti dedemin!
Şimdi… Hadi bana deyin ki; yalan söylüyorsun!
Haklı da sayılırsınız, aksini ispat edemem…
Çünkü bütün fotoğraflarında kafasında bir şapka var gazi dedemin.
❤️❤️❤️
Şimdi beni dinleyin:
O şapkalar köylerin demirbaşlarıydı. Arabalara hayvanlar koşulur, önce kadınlarla çocuklar, sonra adamlar biner ve o şapka da yerine oturtulurdu.
On, on beş kilometre gidilir, kasaba girişinde kasketler kafaya konurdu. Çünkü yakalanmazsan veya tutuklanmazsan bile, başında şapka yoksa hiçbir işini göremez, resim bile çekinemezdin.
Fotoğraf stüdyoları malum, kapalı bir oda. Aile efradı bir araya toplaşır, adam körük gibi bir şeyin arkasında durur, kafasını da kocaman kara bir örtü altına sokunca kızlar ve genç kadınlar başörtülerini sıyırır, örgülü saçlarını öne alır, ve “herkes buraya baksın” denerek sayılırdı…
…..
Fotoğrafçılarda da mutlaka bulunan emanet ceketler, demirbaş şapkalar zamanında sanırım en şahsî, en samimî, en hususî tepkilerdi küfürler.
Ne yapacak insanlar?
Mermi barut kan…
Emek ter gayret…
Dua dua dua…
İlmek urgan darağacı…
Hem de onlarca yıl!..
❤️❤️❤️
Ulan …. millet ne yapsaydı ……. diye sövmekten başka …. ….? Biz neden savaştık ulaan …….. ……. , ne uğruna canımızı ortaya koyduk ……. ?
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.
Yorumlar
Emekli Soytarı
07-11-2025 20:03Sallama zorlama yazı olmuş Cumhuriyet tarihinde sadece memurlara sapka zorunluydu birilerine yaratmaktan vaz geçin artık inadına Atatürk inadına laik Türkiye
Cüneyt Çolak
07-11-2025 00:54Ah dedelerimiz.... Neler çekmişler, neler göğüsşemişler.... Vahhh dedelerinden habersiz torunlar vah
emre öztek
06-11-2025 20:39Açmazsınız ama yazayım çok saçma yazı yazmışsın buna biz duyar kasma diyoruz
Hicran Seçkin
04-11-2025 23:09Bu sıralar piyasada başlarına doladıkları bezlerle bu yaşananları inkar edenler türedi! Birincisi, bunların başındaki örtünün emanetliği, rol icabı takıldığı besbelli ortada; Nerelerden ve kaça kiralandıklarını araştırmak lazım!.. İkincisi, Atatürk yaptıklarını inkar eden bir zat değildi, bütün icraatlarını göğsünü gere gere yaptı. Mezarından kalkıp gelebilecek olsa ilk bunların yakasına yapışırdı, beni nasıl olduğumdan farklı anlatırsınız diye! Böyle bir garabet var ortada, sonu nereye gidecek bakalım...
Arifgökhan Ersoy
29-10-2025 10:13Allahu Teala tüm dedelerimize rahmet eylesin. Çok güzel yazmışsınız. Kurtuluş savaşını kazanmışken, Padişah ve Halifemiz nasıl esir oldu? Dedeniz “ Biz neden savaştık ulaan” diye haykırmakta ne kadar haklıymış.
Ahmet Sadık Ersoy
27-10-2025 11:18Düşmana atılan mermi gibi bir yazı
A. Raif Öztürk
26-10-2025 03:00Hârikasın sevgili yeğenim. Bu hârika, belgesel ve ibret dolu yazını paylaşmak ve kör gözlere de sokmak istiyorum.
Muammer yıldırım
25-10-2025 20:24Sizi şapka ile çağdaş ülkeler seviyesine çıkarmak için ne emekler verildi. Ama nankör millet bunun kıymetini bilmediği şimdi hep başı açık gezer oldular. Azizim bundan daha iyi bir müstemleke olmax.
Hicran Seçkin
25-10-2025 16:05Zulüm zulüm zulüm? Niye takmak istememişlerdi o şapkaları acaba, niye?.. Şimdiki nesil bunu sorgulamalı hiç değilse, cevabına illâki ulaşır... Allahü teala mekanlarını cennet, derecelerini âlî eylesin inşallah o güzel dedelerimizin... Ellerinize yüreğinize sağlık efendim ❤️
Haydar Lafcı
25-10-2025 13:33Milletimiz büyük badirelerden geçti. 1. ve 2. dünya savaşları birçok ülke ekonomik ve siyasi olarak atılımlar yaparken, kılık kıyafetle uğraşıldı. Manevi değerlerden uzaklaştırılmaya çalışıldı Benzer günleri bir daha bu millet yaşamaz inşaallah.
Zekeriya AYAZ
25-10-2025 12:28Bunu şimdiki nesile anlatmak o kadar zor ki? Geçmişi de bugün yaşadıkları gibi sanıyorlar