• DOLAR
    41.27
  • EURO
    48.66
  • ALTIN
    4850.3
  • BIST
    10.449
  • BTC
    112074.59$
Deneme Reklam

Bir Hücreden İnsana: En Uzun Dokuz ay

19 Ekim 2025, Pazar 00:20
Bir Hücreden İnsana: En Uzun Dokuz ay

Geçen yazıda tohumu, yani kalıtımı ve eş seçiminin mesuliyetini konuştuk. Genlerin etkisinin zannedilenden daha güçlü olabileceğini de ele aldık. “Genlerimizin sağlığımız ve karakterimiz üzerindeki etkisi nedir?” derseniz, en doğru cevap şudur: çevreye göre değişir. “Peki çevrenin etkisi nedir?” diye sorunca da cevap yine benzer: sahip olduğunuz gen varyasyonlarına göre değişir. Bu yüzden aynı genetik potansiyele sahip kişiler farklı çevrelerde farklı sonuçlar verir; farklı genetik potansiyeller de aynı çevrede farklı tepkiler gösterebilir.

Basit düşünelim: Aynı kek hamuru doğru ısıda kabarır, düşük ısıda söner. Farklı hamurlar ise aynı koşullar altında farklı sonuçlar verir. Burada hamur genlere, fırın çevreye benzer. Benzer biber tohumları, güneş ve suya göre bir tarlada daha keskin acır, bir diğerinde daha hafif yanar. Aynı toprakta büyüyen iki farklı tohumun biri acı, diğeri tatlı olabilir; tohum geni, tarla çevreyi temsil eder.

İnsanda da tablo benzerdir. Uzun boya yatkın bir çocuk, yetersiz beslenme ve düzensiz uyku ile beklenenden kısa kalabilir; minyon yapıya yatkın bir çocuk ise ne kadar yese de bir anda boy atmaz. Yüksek zihinsel potansiyele sahip biri, bunu işleyeceği imkândan yoksunsa tavanına erişemez; potansiyeli daha mütevazı olan biri de birkaç kitapla bir gecede dâhi olmaz. Velhasıl fizikî de zihnî de her özelliğin sahne alması için hem genin hem çevrenin o işe uygun olması gerekir.

Şimdi genlerin ilk çevresiyle buluştuğu toprağa inelim: Tek bir hücrenin trilyonlarca hücreye dönüştüğü yer olan anne rahmi.

Anne rahminde maruz kalınan hormonlar ve annenin çevre şartları, farklı gen aktivasyonları ile beyni temelden şekillendirir. Anne karnında yaşananlar, sadece fiziksel değil, duygusal ve zihinsel gelişimi de etkiler. Mesela anne adayı, baharatlı bir şeyler yediğinde bu baharatın, amniyotik sıvıya geçtiği ve bebeğin daha anne karnındayken bu baharatı tattığını biliyoruz. Kültür transferi, sandığımızdan da önce başlıyor. Anne karnındaki çevre faktörleri ve hormonlar, bebeğin beyin yapısını ve dolayısıyla yetişkinlik yıllarında sahip olacağı nefsani arzuları bile etkileyebiliyor.

Buradaki mühim nokta şu: annenin çoğu zaman ekstra bir şey yapmasına gerek yoktur. Rahmin şartları masum bebek için öylesine ince ayarlanmıştır ki, yanlış yapılmadığı sürece işler kendi seyrinde zaten yolunda gider. Bu yüzden tek hücreden trilyonlarca hücreye uzanan yaklaşık kırk hafta boyunca bebeğin ilk çevresinde esas görev, yanlıştan sakınmaktır. Yanlış dediğimiz de zaten normalde de insan için zararlı olan davranışlardır: içki, sigara, uyuşturucu kullanımı, aşırı stres ve kötü beslenme vs... Anne adayına verilecek en güzel tavsiye budur: Lütfen kendine zarar verme! Sen bize daha çoook lazımsın:)

Dünyaya yeni bir insan getirme sorumluluğunu almış ve bu kişinin hayatı boyunca kazanacağı bütün sevaplara ortak olacak olan anne adayının, sadece maddi değil manevi mesuliyeti de vardır. Sağlıklı olması için uğraşılacağı gibi salih/saliha olması için çaba sarf etmek gerekir. Annenin okuyacağı sure ve dualar hem kendisine hem de bebeğine iyi gelecektir.

Çocuk gelişiminin en büyük yükünü çeken anneye dışarıdan verilebilen bütün destek verilmeli. En büyük beklenti baba adayının evin iklim bekçisi olmasıdır. Yani annenin uyku, sofra ve sükûnet düzenini koruyan kişi olmasıdır. Bu çerçevede geri kalan herkesin işi de bu iklime ayak uydurup kısa ve saatli ziyaret ve “duman sıfır” gibi küçük tedbirlerle bu düzeni bozmamaktır. Anne adayına bu mübarek vazifesinde destek olmak hepimizin boynunun borcudur.

Folat ve kalsiyum gibi takviyeler de bu çerçevede anlaşılmalıdır: Maksat anne ve bebek için yeterli düzeylerin sağlanmasıdır. Folat, özellikle erken dönemde, bebeğin sinir sistemi gelişimi için kritiktir; kalsiyum ise annenin kemik depolarını korumaya yardımcı olur ve bazı durumlarda gebelikteki riskleri azaltmaya katkıda bulunabilir. Anne, hekim önerili takviyeleri ihmal etmemelidir. Neticede annenin ve bebeğin ihtiyaçları, bir şekilde karşılanmalı. Layıkıyla karşılanmasa uzun vadede zararları ortaya çıkacaktır.

Peki, doğduğumuz tarihin hayatımıza etkisi var mı? Kimileri cevabı burçlarda arasa da işin bambaşka boyutları var. Biz, haftaya burçları ve arkasındaki gerçekleri konuşalım, inşallah.

Yorumlar

  • yorum avatar
    Rıdvan
    19-10-2025 11:17

    Bir gebeliğin huzur ve stresten uzak geçmesi için, en büyük sorumluluk babadadır. Çoğu erkek bebek doğduktan sonra baba olduğunu hisseder ama gebelik sürecinde de hem annenin hem bebeğin ona ve sağladığı güvenli ortama ihtiyacı vardır. Bu seri çok güzel olmuş devamını merakla bekliyoruz Hocam..

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.