• DOLAR
    41.27
  • EURO
    48.66
  • ALTIN
    4850.3
  • BIST
    10.449
  • BTC
    112074.59$
Deneme Reklam

Anasına Bak Kızını Al: %25 Kuralı

12 Ekim 2025, Pazar 00:15
Anasına Bak Kızını Al: %25 Kuralı

    Önceki yazıda insanı “ihtiyaç hamuruyla yoğrulmuş” bir varlık olarak ele almıştık. Bu hakikatin ilk durağı şudur: insan olmak için önce insan genlerine ihtiyaç var. Dolayısıyla hayatta ilk olarak ihtiyacımız olan şey anne ve baba. Bir insanın hayatında anne babanın payı zannedilenden çok daha büyüktür. İnsanın karakterinin, sağlığının, mutluluğunun kısaca insanı insan yapan her şeyin en az %50’si genetiktir. Kalanı ise çevreyle yoğrulur. Dolayısıyla bir çocukta gördüğünüz iyi-kötü ne varsa, bunun yarısı aileden gelen gen izleridir. Bu yarımın da yarısı sizden, yarısı eşinizden geldiğine göre, iyi bir eş seçmek çocuğunuzun hayatının en az %25’ini nikâh gününde belirlemek demektir. Sonra birlikte kurduğunuz hayatla herkes gayreti kadar bu payını büyütür.

    Atalarımız bu hakikati sade ve isabetli sözlerle ölçüye çevirmiştir:

    “Anasına bak, kızını al; kenarına bak, bezini al.”Kumaşın kalitesi kenarında belli olur; insanın huyu da çoğu zaman ailesinin kenarlarında. Bugün “genetik” dediğimiz şeye onlar “aslı-nesli” diye bakmış; eş seçiminin aileyi, ailelerin de soyu belirlediğini hatırlatmışlardır. Çevrenin çok daha çeşitli dolayısıyla önemli olduğu zamanlardan geçsek de aileden gelen genler insanın ilk sınırlarını çizer.

    Evlilik, iki kalbin buluşmasından önce iki soyun kesişmesidir. Eş seçmek yalnızca bir kişiyi değil, onun akraba çemberini de seçmektir: teyze, dayı, hala, amca, nine, dede… Bu çember, çocuğun hem genetik hem de çevre laboratuvarıdır. Bu sebeple eş seçerken bir kişiyi değil paket olarak ailenin tamamını seçiyoruz.

    Burada bir itiraz kulaklarıma geliyor: “Peki, evlenmeden önce DNA testi mi yaptıracağız?” Henüz bütün karakter analiziyle testler mümkün değil ama üç küçük, işe yarar taktik bırakayım:

  • Sofra ve çarşı taktiği: Ailesiyle aynı sofraya oturun; bir de beraber alışveriş yapın. Sofrada şakanın sınırı, kırgınlığın süresi ve barışın usulü görünür. Alışverişte de gecikmeye, hataya, yorgunluğa verilen tepki… Bütün bunlar, “evdeki iklimin” röntgenidir. Bir kişinin şu anki ailesine nasıl davrandığından, gelecekteki ailesine nasıl davranacığına dair ipuçları bulmak mümkündür. Nişan çarşısı gibi adetler de boşuna değil.
  • Küçük kriz deneyi: Bilerek değil tabii, ama hayat zaten minik aksaklıklar üretir: yanlış sipariş, bozuk cihaz, iptal olan plan… Müstakbel damat/gelin çözüm mü arıyor, yoksa suçlu mu? Sesi mi yükseliyor, nefesi mi daralıyor? Bu, yarın çocuğunuz ağladığında evinizin tonunu belirler.
  • Akraba evliliğinden kaçın: Bu yalnızca tıbbî bir tedbir değil, zihnî ve duygusal genişlik için de gereklidir. “Uzaktan al” sözü, gen havuzunu ve ufku genişletmenin hikmetli ifadesidir.

    Mantık Evliliği

    Akıl, sevginin emniyet kemeridir. Mantık evliliği “hesap kitap” değildir; değer, huy ve ritim uyumu demektir. Sevgi motoru çalıştırır; mantık direksiyondur. Direksiyon yoksa en güçlü motor bile savurur. Aynı temel değerlere “evet”, aynı sınır ihlallerine “hayır” diyebilen iki insanın sevgisi hem uzun ömürlü hem çocuk için güvenlidir.

    İnsan olmak için ihtiyacımız olan ilk şey genlerdi. Onu tertemiz bir şekilde aldık. Şimdi o mübarek hücrenin bebek olacağı bir rahme ihtiyaç var: anne karnı. Yani yaratılışın ilk toprağı. Orada annenin beslenmesi, uykusu, stresi, duası; mevsimler, ışık ve gece-gündüz ritmi epigenetik düğmelere dokunur. Burçlar, doğum mevsimi ve gebelik takviminin beyin ve davranış üzerindeki etkilerinden bahsedeceğiz. Haftaya inşallah Toprak: Rahim, Beslenme ve Mevsimlerin Dili ile devam edeceğiz.

Yorumlar

  • yorum avatar
    Deniz
    12-10-2025 09:40

    Elinize yüreğinize sağlık, bu konular çok kıymetli seri halinde devam etmeli.. Merakla bekliyor olacağım..

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.