• DOLAR
    41.27
  • EURO
    48.66
  • ALTIN
    4850.3
  • BIST
    10.449
  • BTC
    112074.59$
Deneme Reklam

Zamanı Okumak

14 Ekim 2025, Salı 00:10
Zamanı Okumak

  Günümüzde ağzını açan herkes zamanın ve yeni neslin, olumsuzluklarından şikayet etmektedir. İlginçtir bu durum tarihin her döneminde göze çarpmaktadır. Halbuki şikayet, acizliğin, başarısızlığın ve yenilginin göstergesidir.

  Hayatta her an, her şey değişmektedir. Herakleitos’un tabiriyle, değişmeyen tek şey, değişmenin kendisidir. Ona göre aynı nehirde iki defa yıkanamazsınız. Çünkü ikinci kez girdiğinizde ne siz eski sizsiniz, ne de nehir eski nehirdir. Hakikat ise, Allahü tealanın yaratmasının ve öldürmesinin her an devam ettiğidir. Yunus Emre hazretleri bu hakikati: “Her dem yeni doğarız/Bizden kim usanası” diyerek veciz bir şekilde haykıracaktır.

  Kainatta hiç değişmeyen mühim bir olgu vardır ki, bu olgu her an insanlığın hayatını etkilemektedir. O da, “el hükmü minel galebe” hakikatidir. Sonsuzluk kervanının 14. Asırdaki halkası Seyyid Abdülhakim Arvasi hazretleri: “Adem aleyhisselamdan beri her şey değişmektedir. Bir şey var ki hiç değişmiyor, bundan sonra da değişmeyecek. O da kim güçlüyse, onun dediği olur. Hükmü galipler verir.”  Bu yüzden insanın iyi olması kafi değildir. İyi insanların güçlü olması da lazımdır. Güçlü olmak için de zamanı iyi okumak, öz değerlere sahip çıkmak, birlik ve beraberlik içinde çok çalışmak gerekir.

   Devletler, yönetimler, kültür ve medeniyetler, insanların alışkanlıkları, hayat tarzları, ihtiyaç, istek ve beklentileri de zamana göre değişiklikler göstermektedir. Akıllı insanlar bu değişimlere yön verirken, kendini zamana ve değişime adapte edemeyenler ise sürekli tenkit, şikayet ve başkalarını suçlamalarla kendilerini kandırmakta ve nihayet değişimin altında ezilerek yok olmaktadır. Eskiden yüz yılda yaşanan değişimler günümüzde bir yılda yaşanmakta, yaşanan değişimler adeta baş döndürmekte ve takip edilememektedir. O yüzden gerçek hayatı, ekran gerisinde karanlık dehlizlerde kurgulanan ve yönetilen algıları, akıp gelen değişimleri zamanında fark etmek, doğru okumak, gerektiği yerde değişimlere ayak diremek yerine uyum sağlamak, yenilenmek ve zamanın şartlarına göre tüm kurum ve kuruluşları yeniden yapılandırmak, nesne değil, özne olabilmek için çok önemlidir.

   Günümüzde yaşanan baş döndürücü değişimler bir sel gibi bireylerin, ailelerin, toplumların ve devletlerin üstüne üstüne yürüyor. Önüne çıkan her şeyi de değişime zorluyor. Fakat özellikle konumunu ve konforunu korumak isteyen kişi, kurum ve her türlü sosyal, dini, siyasi ve ideolojik yapılar var güçleriyle değişime karşı direniş göstermektedirler. Halbuki sular geri akmaz. Yirmi sene önce yer bulunamayan nice eğitim kurumları, vakıf, dernek, cemaat ve sivil toplum örgütleri bugün sinek avlayabiliyor. En çok sevilenler, en çok nefret edilenlere dönüşebiliyor. Tabiat boşluk kabul etmiyor. Genellikle kaybedecek bir şeyi olmayan kalabalıklar hiçbir hesap kitap yapmadan kopup gelen değişim fırtınası ile sonucu belirlemek üzere yoluna devam etmektedir. İnsan ve toplum psikolojisini çok iyi tahlil etmelidir. Aksi halde gaflete, zaafa ve zillete düşmek işten bile değildir. İş başa gelmeden zamanı ve olayları okumak, değişime ayak uydurmak, her anın farkında ve şuurunda olmak için etrafa bakmak, düşünmek, farklılıkları anlamak ve değişimi idrak etmek, her şeyden önemlisi de adaleti, insan onurunu, bizi biz yapan değerleri ve bilgiyi hayatın her alanına hakim kılmak gerekir.

   Biz kabul etsek de etmesek de zaman, kendi hükmünü icra edecektir. Direnmek boşunadır. Tarih bunun sayısız örnekleriyle doludur. Bu nedenle ya bir yol açmalı, ya da yoldan çekilmelidir. Aksi halde akıp gelen selin sularında boğulmak mukadderdir. Mazi, değişime direnen devletlerin ve milletlerin feci sonlarıyla doludur.

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.