TAVİZ VE MÜSAMAHA
07 Kasım 2025, Cuma 00:12
Günümüzde bazı kavramlar bilinçsizce birbirinin yerine kullanılmaktadır. Bu durum, kavram karmaşasına neden olmakta ve İslâmî ıstılahların zaman içinde kaybolmasına yol açmaktadır. Birbiri yerine hatalı olarak kullanılan kavramlarımızdan ikisi “taviz” ve “müsamaha”dır.
Taviz, bir iş veya oluşun rükünlerinden, yani olmazsa olmazlarından fedakârlık yapmaktır. Bu da esasen o işin yapılmaması veya özünden uzaklaşması anlamına gelir. Müsamaha ise, bir işin en mükemmel şekilde yapılmasına vesile olan detaylardan fedakârlıktır. Bazen “en güzele” “güzeli” tercih etmek daha hayırlı, hatta gerekli bile olabilir.
Birçok kişi “taviz”i yumuşatmak için “müsamaha” kavramının arkasına sığınmaktadır. Kimileri de bu iki kavramın eş anlamlı olduğunu zannetmektedir. Halbuki bu iki kavramın yerli yerinde kullanılması, hayatın birçok alanında isabetli kararlar alınmasına vesile olur. Örneğin tesettürlü bir bayanın bir okulda eğitim görmek veya işe girmek için başını açması tavizdir ve haramdır. Ancak kimlik için fotoğraf gerektiğinde peçeli bir bayanın yüzünü açması müsamahadır ve caizdir.
Bazı kötü niyetli kişiler, sözde kolaylaştırıcı olmak adına dini din ile yıkmayı kendilerine meslek edinmişlerdir. Ayet ve hadisleri kendi arzularına göre yorumlayarak, bazı merdud görüşleri gün yüzüne çıkarıp beğeni kazanmaya çalışırlar. Onlara göre Ehl-i Sünnet âlimleri dini zorlaştırmış ve yaşanmaz hâle getirmiştir. Oysa onlar, dini tahrif ederek kolaylaştırdıklarını zannetseler de aslında yıkıma sebep olmaktadırlar. İslâm fıkhında bu tür din bilginlerine “müftî-yi mâcin” denir. Böyle kişilerin fetva vermesi haramdır; onları dinlemek ve sözlerini paylaşmak da aynı hükme tabidir.
Bir de “ihtiyatla ameli” bir tercih değil, zorunluluk hâline getirenler vardır. Bunların durumu da yukarıdakilerden farksızdır. Halk arasında “fetva” ile “takva” ayrımı ne ise, müftünün görevi de onu açıklamaktır. Kendisine fetva soran kişilere, onların dindarlık seviyesini gözetmeksizin sürekli ihtiyatla amel etmelerini istemek, insanlara taşıyamayacakları bir yük yüklemektir. Bu da esasen iyilik değil, kötülük olur. Yapılması gereken, fetvayı açıkça ifade etmek; ardından, “İhtiyata riayet ederseniz Allah katında dereceniz artar.” diyerek teşvik etmektir.
İslâm fıkhında farz ve vaciplerin terk edilmesi, haram ve tahrîmen mekruhların işlenmesi azabı gerektirir. Sünnet-i müekkedelerin terk edilmesi ve tenzîhen mekruhların işlenmesi ise kınamayı gerektirir. Müstehapların terk edilmesi kınanmaz. Ancak günümüzde birçok kişi, yatsı veya ikindi namazının ilk sünnetini kılmayan kimseleri kınayabilmektedir. Halbuki bu iki sünnet müstehaptır; kılınırsa sevap kazanılır, terk edilirse günahı yoktur.
Sonuç olarak; taviz ve müsamaha kavramlarını doğru anlamak, dinî hayatın sağlıklı bir şekilde yaşanması için zaruridir. Taviz, dinin özünden ve farzlarından ödün vermek anlamına gelirken, müsamaha, zaruret veya kolaylık hâlinde gösterilen geçici bir esnekliktir. Bu iki kavramın karıştırılması hem bireysel hem de toplumsal düzeyde iman ve amel dengemizi zedeleyebilir. Müslüman, daima ölçüsünü Kur’an ve Sünnet’ten almalı, kolaylık ile gevşekliği; esneklik ile özden sapmayı birbirine karıştırmamalıdır. Gerçek kolaylık, hakikatten taviz vermeden gösterilen hikmetli müsamahadır.
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.
Yorumlar
Emrah Topcu
08-11-2025 12:05Kaleminize sağlık hocam kısa lâkin öz bir yazı olmuş. Teşekkürler
Recep Altıkulaç
08-11-2025 06:41Toplumu kavram kargaşasına sürükleyen sözüm ona akademisyen ve ruhani liderler bazan kendilerini takip eden kitlelere çok büyük zararlara ve yıkımlara neden olmaktadırlar Gerekli bilgilendirme doğru şekilde yapilmadigindan hizipcilik ve suursuzluk hakim olmaya doğru gitmektedir. Aliosman hoca efendi gibi bu işin mayasını kavramış ve en hassas meseleleri dahi sağ duyulu analiz edebilen feraset sahibi kişilere çok ihtiyacımız var.Rabbim.hizmetlerini ziyadelestirsin ve sayılarını artırsın...
Ömer
07-11-2025 21:41Allah razı olsun hocam Sizin gibi ehlisünnet hocaların sayısı çoğalsın. ?
Osman Altıkulaç
07-11-2025 21:38Allah razı olsun hocamızdan. "" hiç bilenlerle bilmeyenler bir olurmu? Onun içindir ki 7 den 70 şe bilinçlenmek ve şuurlanmak için son animiza kadar akı karadan yani hakkı batıldan ayıran bu gibi yazıları ve yazanları ciddiyetle takip etmek zorundayız " Hele ki böyle fitnenin bol olduğu bir ortamda, onun için okuyalım okutalım paylaşalım...vesselam
Hüseyin
07-11-2025 12:17Ağzına sağlık hocam Çok mükemmel olmuş