Sonra Yaparım Diyenler Helak Oldu
24 Ekim 2025, Cuma 00:21
Yaşadığımız ve yaşayacağımız üç türlü hayat vardır: Dünya, kabir ve ahiret hayatı...
Bu üç hayatın en kısa olanı hâlen yaşamakta olduğumuz, daha ne kadar yaşayacağımızın belli olmadığı dünya hayatıdır. En kıymetli olanı da budur. Çünkü sonsuz olan ahiret saadeti bu dünyada iken kazanılır.
Allahü tealanın bize lütfettiği en kıymetli sermaye ömürdür. Ancak bunun hayır yolda kullanabildiğimiz kadarı bizimdir. Gerisi heba edilmiştir.
Nitekim Peygamber efendimiz Câmiu’s-Sagîr’de geçen bir hadis-i şerifde, “Hiç ölmeyecek gibi dünya için, yarın ölecek gibi ahiret için çalış” buyurarak; hem dünya hem de ahiret işlerini, özenle yapmak ve biri için diğerini terk etmemek gerektiğine dikkat çekmektedir.
Bunu da elde etmenin yolu planlı ve disiplinli yaşamaktır. Şüphesiz planlayan, aklına geleni yapandan öndedir. Çünkü o ne yapacağını ve ne yaptığını daha iyi bilenlerdendir. Ancak planlama yaparken ehem mühimme tercih edilmelidir. Maalesef şimdi insanlar, dünyalık işleri birinci plana alıyor, âhiret işlerini ise arka plana atıyor. Hâlbuki her şeyin başı, birinci derecede önemli olanı, Allahü teâlânın sevgisini, rızasını kazanmak ve Onun emir ve yasaklarına uymaktır.
Nitekim İmam-ı Rabbani hazretleri Mektubat-ı şerif kitabının 89. Mektubunda: “Dünyâ hayâtının insanı aldatmakdan başka birşey olmadığını düşünmelidir. Dünyâ kazançlarının Allahü teâlânın yanında az bir kıymeti olsaydı, düşmanı olan kâfirlere ondan kıl ucu kadar vermezdi. Allahü teâlâ, bizi ve sizi, kendisinden başka herşeyden yüz çevirmekle ni’metlendirsin! Yalnız kendisine bağlanmakla şereflendirsin!” buyuruyor.
Peygamber efendimiz de, (Helekel müsevvifûn) yani (Sonra yaparım diyenler helâk oldu) buyuruyor. Bu, (Dinin emir ve yasaklarını sonraya bırakanlar helak oldu) demektir. Allahü teâlâyı unutturan mal mülk, makam ve mevkiler hep dünyalık olur, fakat Onun rızasına uygun şekilde kazanılıp kullanılanlar dünyalık olmaz.
İnsan bu dünyada fakir olsa, üzülmeye değmez zengin olsa, sevinmeye değmez. Zira dünya fanidir, gelip geçicidir. Muazzam köşkler yaptıran çok kimse vardır ki, köşkleri durur, fakat kendileri yoktur, vefat etmişlerdir.
İnsan öldüğü zaman, dünyalık olarak elde ettiklerinin hepsi dünyada kalacaktır. Ağır bir hastalığa yakalandığı zaman bile, mal mülk, evlat demeyip, sadece (Benim akıbetim ne olacak?) diye kendini düşünür. Mademki ölüm mutlaktır, niye akıbetimizi düşünmeyi sona bırakıyoruz?
Son nefeste imanla gitmek istiyoruz. Son nefesimizi de ne zaman vereceğimizi bilmiyoruz, her an olabilir. O zaman neyi bekliyoruz? Şimdiden Allah demeye, her şeyi Allah için yapmaya başlayalım. Nitekim Efendimiz aleyhisselam; (Akıllı kimse, ölmeden önce hesabını gören, ölümden sonra kendisine yarayacak şeyleri yapan kimsedir.) buyurmuşlardır.
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.
Yorumlar
Hakan
26-10-2025 17:52Acaba sırf dünya için mi yaratılmışsın ki, bütün vaktini ona sarf ediyorsun!