Nüfus planlamasının ardındaki nüfuz planı...
27 Eylül 2025, Cumartesi 15:16"Evleniniz, çoğalınız, çünkü ben kıyamet gününde sizin çokluğunuzla iftihar edeceğim."
Hadis-i şerif, Kaynak; (Beyhaki VII/81)
İslâm âleminin nüfusunun 2 milyara dayanması, Vatikanı ve siyonistleri endişeye düşürmüştür. Sömürgeleştirdikleri memleketlerde yaptıkları zulüm ve katliamlar bir türlü istedikleri sonucu vermeyince işbirlikçileriyle kafa kafaya vererek Müslüman memleketlerde aile planlaması adı altında büyük bir fitne ateşi yaktılar. Kendileri, başta orta doğu olmak üzere dünyanın muhtelif yerlerinde insan çiftlikleri kurarak nüfuslarını çoğaltmaya çalışırken evlilik yaşını yükseltme ve LGBT'yi yayma gibi sosyal politikalarla öteki gördükleri Müslümanların nüfus artışını durdurmaya çalışmışlardır. Ülkemizde de resmi gazetede 10/4/1965 tarih ve 557 sayılı nüfus planlama yasası olarak yürürlüğe giren kanunla uygulama resmen başlamıştır. Fakat 2000'li yıllara kadar nüfus artışında ciddi düşüş sağlanamamıştır. Şehir hayatının 90'lı yıllarda apartman yaşantısına dönüşmesiyle konutlarda ve sosyalleşme alanlarında ciddi bir daralma gözlenmiştir. Büyük aileden çekirdek aileye geçiş bireyselleşmeyi hızlandırmış, bu da Müslüman toplum arasında sekülerleşmeyi yaygınlaştırmıştır. 1995 ve 2001 krizi birçok işletmenin iflasına yol açtığı gibi, sayısı binlerle ifade edilen ailelerin de dağılmasına sebep olmuştur. Bu durum 2003'ten sonra düzelme gösterse de, 2008 küresel krizinin etkileriyle tekrar menfi yönde hareket etmeye başlamıştır. Yaşanan darbe girişimleri ve pandemi ekonomiyi daha da güç bir duruma sokmuş, enflasyonun ve faizin yükselerek konut ve gıda sıkıntısının artmasına yol açmıştır. Yukarıda zikredilen tarihi vetire Müslüman toplumda çocuk sahibi olma arzusunu kısıtlamış ve bütün dini siyasi yönlendirmelere rağmen, çok çocuk edinme nisbeti oldukça düşmüştür.
Avrupa Birliği fonlarıyla desteklenen bazı kurum ve kuruluşlar, kadına şiddetle mücadele adı altında Müslüman ailelerin dağılarak aile üyelerinin birbirlerine düşman olmalarına zemin hazırlamaktadırlar. Boşanma oranlarının yükselme temayülünde olması yeni evli çiftlerin çocuk sahibi olmayı geciktirmelerine sebebiyet vermektedir. Yine boşanmak zorunda kalan kişilerin çalışmak zorunda kalması, çocukların bakım problemini gündeme getirdiği için az sayıda evlat edinme eğilimine yol açmaktadır. Fakat çok çocuklu olmak, zannedildiği gibi sosyoekonomik ve kültürel açıdan zor bir durum değildir. Aksine orta ve uzun vadede sosyal dayanışma ve bütünleşmeyi tesis ettiği için son derece faydalı bir tercihtir. Örneğin, tek evlat olan çocuk ebeveynden her talebini yerine getirmesini mutlak olarak bekler. İki ve üç kardeş olan çocuklarda bu beklenti % 25 oranında, dört çocukta da %50 oranında azalır. Beş çocuk ve üzerindeyse makul seviyeye çıkar. Yedi çocuğun beklentilerininse çok düşük seviyede olduğu tespit edilmiş olup, bu durumun miras paylaşımında da tartışmaları oldukça azalttığı görülmüştür. Kişisel tecrübelerimizde ve yaptığımız avam araştırmasında evlatların ebeveyne sevgi-saygı-minnet duygularının çocuk sayısı arttıkça müspet yönde yükseldiği görülmektedir. Fakat ulusal ve sosyal medyadan yapılan kara propaganda, bu gerçeği gizlemeyi hedeflemektedir. Esasen çok çocuk sahibi olmak başta Peygamberimiz "sallallahü aleyhi ve sellem" olmak üzere birçok peygamberin sünnetidir. Onların murad-ı ilahiyye ve fıtratı, muvafık olanı bizden daha iyi anlayacakları mutlak bir hakikattir. Yapılması gereken, dinimizin nitelikli nüfus artışını tavsiye ettiğini her fırsatta dile getirerek buna niyet eden kişileri desteklemek, ayrıca kara propagandaların çürük zeminlerini ortaya koyarak doğru bilgilendirme yapılmasını sağlamaktır.
Sonuç olarak, nüfus planlamasının gerçek niyeti izah edilip, İslam'ın bu duruma bakışı net olarak ortaya konulursa, gerekli teşvik ve destekleme de yapılmak kaydıyla başta memleketimiz olmak üzere İslam ülkelerinde nitelikli nüfus artışı sağlanması hiç de zor değildir. Aksi takdirde, siyonistlerin tuzağının sonuç vermesi yakındır.
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.
Yorumlar
Cengiz mücahit
02-10-2025 17:18Gerçekten çok kıymetli bir tespit olmuş. Toplumumuzun geleceği için aile yapısının korunması, çocuk sahibi olmanın teşvik edilmesi ve doğru bilgilendirme yapılması hayati derecede önemlidir. Tarih boyunca Müslüman toplumların en büyük gücü sağlam aile yapısı olmuştur. Bugün de aynı bilinçle hareket etmek, nesillerimizi güçlü kılmak ve bu fitne oyunlarını boşa çıkarmak hepimizin görevidir.”
Cengiz mücahit
02-10-2025 17:17Bu yazıda dile getirilen hakikatler, aslında toplumumuzun en büyük yarasına işaret ediyor. Aile yapısı zayıfladığında milletin direnci de zayıflar. Bugün Müslümanlara düşen, tarih boyunca olduğu gibi güçlü aileler kurmak, çok çocuk sahibi olmayı bir yük değil rahmet bilmek ve nesilleri sağlam imanla yetiştirmektir. Çünkü yarının en büyük gücü, imanlı ve sağlam nesillerdir. Bu gerçek görülmezse, düşmanların tuzaklarının sonuç vermesi kaçınılmaz olur.”
Yunus Emre Koçak
02-10-2025 17:10Kıymetli hocamızın emeğine, kalemine ve yüreğine sağlık. Teşekkür ederiz