Çocuk Nimet mi, Felaket mi?
17 Ekim 2025, Cuma 07:01
İnsanın yaşamak için ihtiyaç duyduğu her şey bir nimettir.
İnsanın büyük zararlara uğramasına sebebiyet veren işler ise felakettir.
Anne-baba tarafından iyi terbiye edilen bir çocuk, hem anne-babası hem de bütün insanlık için en büyük nimettir.
İyi terbiye edilmeyen bir çocuk ise insanlık için bir felaket olabilir.
Peki öyleyse iyi terbiyeden murat nedir?
Büyük İslam alimi ve mütefekkir İmam-ı Gazali hazretleri buyuruyor ki: “Evlat, ana, baba elinde bir emanettir. Büyük bir nimettir. Nimetin kıymeti bilinmezse elden gider. Çocukların temiz kalbleri, kıymetli bir cevher gibidir. Mum gibi her şekli alabilir. Küçükken hiçbir şekle girmemiştir. Temiz bir toprak gibidir. Temiz toprağa hangi tohum ekilirse, onun meyvesi hasıl olur.”
Çocuğun bedeni ihtiyaçlarını, yemesini, içmesini temin etmek, onu sıcaktan, soğuktan korumak, anne ve babanın vazifesidir. Bunları yerine getirmek, çocuğa karşı bir merhamet ise de, asıl merhamet, çocuğu sonsuz felaketten korumaktır. Nitekim Allahü teala Tahrim suresinin 6. âyet-i kerimesinde mealen; (Kendinizi, evlerinizde ve emriniz altında olanları ateşten koruyunuz!) buyurmaktadır. Peygamber efendimiz de;(Bütün çocuklar Müslümanlığa uygun ve elverişli olarak dünyaya gelir. Bunları sonra anaları babaları Hıristiyan, Yahudi ve dinsiz yapar) buyurmuşlardır.
Bir anne-babanın, evladını Cehennem ateşinden koruması, dünya ateşinden korumasından daha mühimdir. Cehennem ateşinden korumak da, imanı, farzları, haramları öğretmekle, ibadete alıştırmakla ve dinsiz, ahlaksız arkadaşlardan ve bozuk yayınlardan korumakla olur. Çünkü bütün kötülüklerin başı kötü arkadaştır!
Ana-baba, evladının dünya saadetinden önce hakiki istikbalini yani sonsuz saadete kavuşmasını düşünerek dinin esaslarını ona öğretmelidir. Zira bunu öğrenip yaptığı zaman, dünya saadeti kendiliğinden gelecektir. Çünkü güzel dinimiz islamiyet, insanlara hem dünyada hem de ahirette rahat ve mesut olmanın yollarını göstermektedir.
Bunun için çocuklara, daha küçük yaşta iken, Kur'an-ı Kerimi ve kendisine lazım olan ilmihal yani iman, ibadet ve güzel ahlak bilgilerini öğretmeli, sonra Peygamber efendimizin, Sahabe-i Kiram efendilerimizin ve evliya denilen Allahü tealanın sevgili kullarının örnek hayatı anlatılarak onlar gibi, kul hakkından sakınan güzel ahlaklı kimseler olmaları sağlanmalıdır.
Çocuğun ahlakının güzelleşmesi için namaz şuuru verilerek ona namaz ibadeti sevdirilmelidir. Nitekim Allahü Teala Ankebut Suresi, 45. Ayet-i kerimede meâlen: “Şüphesiz namaz, insanı hayâsızlıktan ve kötülükten alıkoyar.” Buyuruyor. Çocuk yoruluyor, zorlanıyor, uykusunu alamıyor diyerek, çocuğu namaza alıştırmamak, sabah namazına kaldırmamak, çocuğa merhamet değil, onu merhametsizce sonsuz felakete sürüklemek demektir.
Hayatın sadece yiyip–içmek ve güzel elbiseler giymekten ibaret olmadığı şuuru verilmelidir. Bunun için de çok çeşitli yemeklere değil, az yemekle yetinmeye ve istediğini değil, bulduğunu yemeye alıştırmalıdır. Zaman zaman çocuğa kuru ekmek vermeli ki, ondan başka bir şey bulamadığı da olabilir. Yemek yemekten maksadın sadece lezzet almak değil, asıl gayenin bedenin sıhhatini koruyarak Allahü tealaya ve onun kullarına karşı sorumluluklarımızı yerine getirmek olduğu anlatılmalıdır.
Boş zamanlarında oyun oynamak için izin vermeli, ancak tehlikeli ve kötülüğe teşvik eden oyunlardan sakındırmalıdır.
Çocuğun kabiliyetine bakıp, durumunu inceleyerek hangi ilim ve sanata daha yatkın olduğunu anlamalı, ondan sonra o tahsil ve sanata vermelidir. Zira Peygamber efendimiz; (Kişi ne için yaratılmışsa, o işi ona kolaylaştırılır) buyuruyor. Çocukların istikbalini garantiye almak, ancak onların iyi bir Müslüman olması ile mümkündür. Yoksa sadece diploma ile istikbal garantiye alınmış olmaz. Ancak iyi bir müslüman olduktan sonra diploma işe yarar. O zaman, hem kendisine hem de insanlara daha çok faydalı olur.
Netice olarak, çocuk, bir emanettir ve o emanete sahip çıkılmışsa en büyük nimettir. Anne-baba, evladına dinini öğretip, güzel terbiye etmek suretiyle vazifesini yerine getirmişse, evladından saygı bekleme hakkı vardır. Aksi takdirde, o çocuktan değil edep, insanlık sıfatlarının bile yerine getirilmesi beklenemez.
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.
Yorumlar
Yahya Kadir
17-10-2025 22:34Bu konu hakkında daha çok konuşulması üstünde daha fazla durulması lazım, günümüzde suça itilen çocuklar, zorba akranlar derken kötülük okul sıralarına kadar düştü. Mağdur çocukların suçu yok.. Çocuklarımızın ellerimizden kaymaması için böyle bilinçli yazılar ebeveyn adayları ve ebeveynler için çok kıymetli.. Allah razı olsun Hocam.