• DOLAR
    41.27
  • EURO
    48.66
  • ALTIN
    4850.3
  • BIST
    10.449
  • BTC
    112074.59$
Deneme Reklam

BATILILAŞMA GAYRETLERİ VE ZULÜM

06 Kasım 2025, Perşembe 00:15
BATILILAŞMA GAYRETLERİ VE ZULÜM

Birkaç yazımdır bugün yaşadığımız tuhaflıkların, geçmişine küfreden nesillerin, bu toprakları kanlarıyla sulamış ecdadının ruhunu incitecek söz ve davranışların nedenleri üzerinde duruyor, bir nebzecik olsa da sebebleri üzerine fikir yürütüyorum.

Tanzimatla başlayan Batı ezikliğimiz onu taklit derken cumhuriyet dönemiyle “Özdeşleşmeye” döndü. Kurucu iradenin deyimiyle “Batı medeniyetinin bir parçası” olmayı hedefliyorduk.

Bu yüzden geçmişimizi inkar, dini sosyal hayattan silmek, tarihin 600 yıllık dönemini atlayarak 3000 bin yıl gerisine götürmek amacıyla yoğun bir propagandaya başlandı.

Devlet kadrolarına yerleştirilmiş pozitivist ve ateist misyoner okulu mezunları her şehirde, her nahiyede yeni yöneticilerin işaret buyurduğu yolda halkı iyilikle, olmadı te’diple (dayakla, hapisle, idamla) yola getirmek amacıyla cansiperane çalışmaya başladılar.

1000 yıldır İslami yaşayışı benimsemiş koca imparatorluk bakiyesi halka laiklik altında bütün dini değerleri terk etmek, her tür ibadeti gizli kapaklı ya da ibadetle işi olmayan buyurgan yeni yöneticilerin istediği gibi yaşamaya mecbur tuttular. Yerine getirmeyen, istismar edenler için hiç insaflı davranılmadı.

Zaten ekonomik olarak çok zor şartlar içinde yaşayan halkı; ya istedikleri gibi yaşamaya ve nimetlerden istifade edebilmeye, ya da yokluğa, hapse ve hatta idama mahkum ettiler.

Bugün erken cumhuriyet dönemine güzelleme yapanların romantik cümlelerinin muhatabı devlet kayığına binmiş bir avuç memur ve askerdir. O dönem resmen memur diktası yaşamaktaydı ülke.

Sıradan bir kasabada bir kumandan ya da kaymakam geçerken ayağa kalkıp saygı duruşunda bulunmayanlar dayaktan geçiriliyor, halkevi faaliyetinde görünmeyen tüccarın iş yapmasına izin verilmiyor, memur memuriyetini sürdüremiyordu.

Tabi bir de savaş kaçkınları bahane edilerek kurulan ve 1926 yılına kadar faaliyet gösteren İstiklal Mahkemeleri zulmü vardı.

Seyyar ve sabit İstiklal Mahkemeleri önce idamına bilahere savunma alınmasına diye karar alabilen, keyfiliğin dünyada belki eşi benzeri görülmemiş zulüm makinalarıydı.

Takrir-i sükun kanunu çıkarılarak her tür mala el koyuluyor, huzursuzluk çıkarma, isyan gibi bahanelerle, kişileri bırak kitlesel infazlar yapılıyordu.

Konya, Yozgat, Şeyh Said, Zilan, Dersim ve adları saymakla bitmeyecek bir sürü “isyan” bahanesiyle toplu kıyımlar yapıldı.

Halk öyle sindirildi ki yaşamak için, çocuklarına bir lokma ekmek götürebilmek için yeni yöneticilerin getirmiş olduğu her şeye mecburen uydu.

Harf devrimi memleketin tarihiyle, diniyle bağını koparmak kadar, cumhuriyetin yeni kadrolaşması için de elzemdi. Eski Osmanlı memurlarının gizli direnişlerinden kurtulmak için Latin alfabesiyle öğrenim görmüş olan, Batı hayranı ekseriyeti ateist misyoner okulu mezunları yeni kadroları işgal etti.

İkbal için bu yeni yöneticilere yaranmak, yakın olmak isteyen, yokluğu ve mahrumiyeti çekmek istemeyen gençler severek ya da takiyye yaparak cumhuriyetin kadroları olmaya aday oldular.

Zamanla eski giyimini, adetini, inancını terk eden bu insanlar, kavuştukları nimeti kaybetmemek için ona güzellemeler yapmaya başladılar.

Tabi bu arada 1925 ile 1947 arası süren dini sosyal hayattan silme çalışmaları neticesi halk, kendilerine dayatılan asırlardır düşman olanların giyim kuşam ve yaşayış biçimini özümseme de zaman zaman adaptasyon sorunu yaşasa da zamanla bunu kabullenmek zorunda kaldı.

Ama bu arada yaklaşık 20 yıllık dinin, eski deyimle inkıtaya uğraması, ya da yer altına inmesi neticesi birçok sakınca doğmuş, Amerika baskısıyla genişleyen özgürlükler neticesi gevşeyen dini eğitim üzerindeki baskı sonrası, devletin din eğitimine müdahalesi de yeni problemlerin doğmasına, insanların kafa karışıklığına sebebiyet vermiştir.

Onu da gelecek yazımızda izah edelim.

Yorumlar

  • yorum avatar
    Mehmet akıllıoglu
    07-11-2025 00:32

    Rabbim tesirini artırsın. Mefyamit çok etkili olacak

  • yorum avatar
    Yılmaz kral
    06-11-2025 15:49

    Gelde hayırla yad et o kefere zihniyeti

  • yorum avatar
    gurselturabay@hotmail.com
    06-11-2025 13:22

    Allah rahmet etsin babam cami inşaatında çalışıyor diye T dağda amele belgesi yok diye ceza yazıyorlar cezayı ödeyemeyince 30 gün hapis yatıyor suçu cami inşaatında çalışmak.

  • yorum avatar
    Veysel Özkalaycı
    06-11-2025 12:14

    Allah razı olsun. İnşallah uçuruma doğru bilinçsizce yürüyen gençlerimize fener olacak yazılarınızın devamını bekliyoruz.

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.