Aşk ve Ölüm
18 Ekim 2025, Cumartesi 00:15
Yaşını başını almışların “aşk”tan söz etmesini, ruhunun gençliğine ve enerjisine bağlayıp olumlamak ya cehalettir ya da aynı sahtekarlığa özenmektir.
Arızadır halbuki apaçık.
Ölümün yaşı yok evet; fakat geçen her gün ihtimali arttırıyor.
Tanıdıklarının yarısı öbür aleme göçmüşse, kalbinin her coşkun sinyalini musalla taşıyla test edeceksin.
Ölmeyenler, nasıl ölündüğünü nerden bilsin?
Fakat “hissettirecek” hadiseler etrafımızda dönüp dolaşır; o anlarda biz şuurlu olarak kalbimizi başka bir arıza moduna bağlarız.
“Yakîn” kapılarını kapatır, kalpten çok beynimize ve mantığımıza sığınarak rol yaparız.
Aldığımız “vefat” haberleri…
Katıldığımız cenaze namazları…
Bulunduğumuz defin merasimleri…
“Az kalsın!” feryadıyla anlattığımız, ötesinin “ölüm” olduğunu ima etmek için yüz bulmak istediğimiz dostlarımız ve onların “ilgili-miş gibi” dinleyişleri…
Kazalar, kalp krizleri, ölümcül hastalıklardan u dönüşü yapıp hayata tutunmalar filan.
Bütün bu hadiselerde, uğurladığımız anamız/ babamız iken bile, peşinden gitme arzusundan çok, şokla başa çıkıp hayata bağlanma gayretidir içimizde tepinip duran.
Onu için, ölümün nefesi zaten her an ensemizdeyken, ilahi bir rahmetle kimi zaman genzimizde hissederiz fakat dediğim gibi histir bir anlık ve ölmeyenler nasıl ölündüğünü ve ölümün ne olduğunu nerden bilsinler?
Onun için “aşk” gibi bir kavrama sığınmak ilerleyen yaşlarda, azgınlığı pembeye boyama gayretidir.
Rengini tutturamazsınız.
Zaten titreyen ellerle, taşırmadan, nereye kadar?
O zaman sonrasında olabilemeyenin, öncesinden nasıl bahsedebiliriz?
Hayır, reddetmiyorum…
Bir yüksek ve derin kavramın etrafındaki kaçak binaları yıkıp, gerçeğin/ talip olabilecekseniz eğer/ gerçek haşmetin ve bedelin faturasını kesiyorum.
Aşk, ölmeyeceğimizi zannetmekle at başı koşan bir hayalden ibarettir!
Bu hayal uğruna ölenlerin ağır fatura karşısında bulaşık yıkamaya mahkûm edilmediklerini nerden biliyoruz?
Pardon!
Kendini tanımadan ilahi aşka referans verenler, “hamili kart yakinimdir” torpili bekliyorlarsa fena yanılıyorlar.
“Kaç kere öldün de geldin?”e ne cevap buyrulur?
İyi de bunca şiir ve tarifini aramak yorgunluklarını ne yapacağız?
“Aşk imiş her ne var âlemde
İlm bir kîl ü kal imiş ancak!”
Bulun Fuzuli’yi, ona sorun.
Ben ne bileyim!
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.
Yorumlar
Muammer
18-10-2025 06:14Aşkolsun birader, Aşk olmuş!.. ?