• DOLAR
    41.27
  • EURO
    48.66
  • ALTIN
    4850.3
  • BIST
    10.449
  • BTC
    112074.59$
Deneme Reklam

AİLENİN EFENDİSİ ÇOCUKLAR

14 Kasım 2025, Cuma 00:20
AİLENİN EFENDİSİ ÇOCUKLAR

İslâm’ın dünya görüşüne göre koca ailenin reisi olarak kabul edilir. Nitekim âyet-i kerîmede: "Erkekler, kadınların koruyucusu ve yöneticisidirler.” (Nisâ, 4/34) buyrulmaktadır. Bu mutlak olarak bir görevlendirme olup, örf, âdet ve kültüre göre değişmesi mümkün değildir. Aksi takdirde ortaya çıkacak yapının İslâm ailesi olduğunu söylenemez. Çünkü zaman içinde fıtrata muhalif olarak, bazı mizaç değişimleri ortaya çıkıp, birçok sosyal ve psikolojik rahatsızlıkların oluşmasına neden olacaktır. Kendine yabancılaşma olarak tabir edilen bu durum, bireyin kişiliğini kaybetmesine yol açan bir hastalıktır. Maalesef 20. yüzyılda feministlerin saçtığı sözde eşitlik zehri Müslüman ailelere büyük bir darbe vurmuş, çok düşük seviyelerde olan boşanma oranlarını neredeyse batı ülkelerinin seviyesine çıkarmıştır. 21. yüzyılda hızla artan iletişim imkânları dünyayı tam anlamıyla büyük bir köy haline getirmiş, dinî ve millî değerlerimizin hayattan birer birer çekilmesine yol açmıştır. Tarih boyunca babasına itaatle sorumlu tutulmuş çocuklar, post modern söylemlerin etkisiyle adeta ailenin efendisi haline gelmişlerdir. Öyle ki oturulacak şehir, ilçe, mahalle, apartman hatta kat, çocukların yaşamını daha kolay ve renkli hâle getirecek şekilde seçilir olmuştur. Anne babalar sırf çocukları için her gün saatlerce trafikte ömürlerini tüketmekte ve sağlıklarından olmaktadırlar. Aile bütçesinde öncelikle çocukların payı en yüksek şekilde belirlenmekte, kalan miktar mütevazice anne babaya dağıtılmaktadır. Halbuki meşhur mağaradaki üç kişinin kıssasında şöyle nakledilmektedir. Mağaradakilerden biri hayvancılıkla meşgul olmaktaydı. O gün sürülerini getirip sağması uzun sürdüğü için anne babası uyuya kalmıştı. O da onlar uyanıncaya kadar çocuklarının bütün ağlaşmalarına rağmen onlara bir yudum bile süt vermedi. Ne zaman ki anne babası uyanıp süt içtiler, ondan sonra kendisi, eşi ve çocuklarına kalan sütü içirdi. Günümüzde dünyanın neredeyse her yerinde uygulanan bir örnek, bu tutumun ne kadar isabetli olduğunu teyit etmek açısından iyi bir örnek teşkil etmektedir. Uçaklarda kişinin herhangi bir tehlike anında oksijen başlığını önce kendisinin takması, sonra sorumluluğu altındakilere taktırması önemle vurgulanmıştır. Bu uygulamanın amacı, kişinin önce kendini güvence altına alarak başkalarına da yardımcı olabilmesini sağlamaktır. Meşhur Cibril hadisinde kıyamet alametleri arasında kişinin kendi efendisini doğurması zikredilmektedir. Halbuki İslâm hukukuna göre, efendisine çocuk doğurup ümmü’l-veled olan kişinin statüsü değişmektedir. Yani ne satılabilmekte ne de miras kalmaktadır. Efendisi ölünce hürriyetini kazanmaktadır. O halde buradaki ifadeden anlaşılması gereken nedir? Birçok hadis şârihi evlatların anne ve babalarına olan hürmetlerini kaybedecekleri ve adeta efendi gibi onları saygısızca yönlendirecekleri şeklinde izah etmişlerdir. Maalesef şuursuz anne babaların yanı sıra, kendisini uzman gören birçok kişi de bu kıyamet alametinin gerçekleşmesi için neredeyse yarışa girmiş durumdadırlar. Azıcık keyfi kaçan çocuklar pedagoglara koşturulmakta, öküz altında buzağı aranmaktadır. Onlar da kendilerine gelen fırsatı kaçırmayıp, haftalarca hatta bazen aylarca sürecek seanslarla hem maddî olarak istismar etmekte hem de yanlış yönlendirme yapmaktadırlar. Bu tip durumların aslında normal durumlar olduğunu ifade eden ahlaklı uzmanlar ise becerisizlikle suçlanarak etkisiz hale getirilmeye çalışılmaktadır.

Sonuç olarak, yavrularımızın anne ve babalarının himayesi ve disipliniyle yetişmeleri, güven ihtiyaçlarını karşılayacağı için, onları dinî ve millî kültürümüzün öngördüğü şekilde ailede doğru biçimde yetiştirmeliyiz. Gerçekten ihtiyaç duyulduğu takdirde psikolojik danışmana ve aile uzmanına başvurmalı, bu uzmanların da dinî ve millî hassasiyetlerimizi bilip bunlara göre yönlendiren kişiler olmasına dikkat etmeliyiz. Ayrıca bizlere ebeveyn olarak da örneklik teşkil eden Hz. Peygamber’in “sallallahü aleyhi ve sellem” bu konudaki uygulamalarını bizlere nakleden sözlü ve yazılı kaynaklara başvurmayı ihmal etmemeliyiz.

Yorumlar

  • yorum avatar
    Olgun
    16-11-2025 17:46

    Ali osman hocam çok yerinde tespitler Allah razı olsun inşallah toplumun normları bu dediklerinizden feyz alır ve toplum topyekun fabrika ayarlarına döner.

  • yorum avatar
    A. Sünetci
    16-11-2025 15:11

    Ali Osman Hocam Allah'ım CC ebeden razı olsun sizden. Gönül gözü ile toplumun içinde bulunduğu durumları analiz edip meselelere ilaç gibi vurgular yapıyorsunuz.

  • yorum avatar
    A. Sünetci
    16-11-2025 15:07

    Ali Osman Hocam, Allah'ım CC ebeden razı olsun. Gönül gözü ile toplumun içinde bulunduğu durumları analiz edip meselelere ilaç gibi vurgular yapıyorsunuz.

  • yorum avatar
    Yasemen
    15-11-2025 12:48

    Hocam Allah razı olsun öğrendik lerimizle amel etmeyi nasip etsin Herşey den önce anne baba olarak sağlam İslâm şiarının gerektiği gibi örnek olmak gerek evlatlara Her anlamda güç kuvvet versin Rabbim bizlere zamanın fitnesi çok Rabbim muhafaza eylesin bizleri neslimizi Aminn Hürmetler..

  • yorum avatar
    Fatih Zengin
    14-11-2025 22:01

    ALiOSMAN HOCAM Allah razı olsun Toplumun Kanayan Yarası Gençlerimize Allah'tan Hidayet. Anne Babalara Şuur Diliyorum.

  • yorum avatar
    Lütfullah güven
    14-11-2025 13:57

    Rabbim hocamıza yardım etsin kalp gözünü açsın,ilmini arttırsın sağlık sıhhat ve uzun bereketli ömür versin ve bizlere de O'nun kıymetini bilmeyi nasip etsin inşaAllah

  • yorum avatar
    Osman altıkulaç
    14-11-2025 10:04

    Allah cc böyle çok ciddi konulara eğilen toplumun yaralarını sarmak için uğraşan Ali Osman hocamızdan ve bu çizgide giden cümle alem ve mütefekkir yazarlarımızdan cümlesinden razı olsun asrımızın en büyük hastalıklarından olan gençlerimizin yanlış eğitilme yanlış yönlendir me durumundan daha doğrusu uçurumundan kurtarmak için nice böyle müşfik ellere ihtiyacımız vardır. Güneşin girmediği eve Dr girer misali nde olduğu gibi İslâm Şuurunun girmediği gönüllere, akıllara, dimalara da Allah muhafaza şeytan aleyhillane girer... Durum böyle oluncada şuanda böyle perişan gönülleri yani şeytanın şeytanlaşmış insanların etkisinde kalan hasta gönülleri tedavi edecek manevi doktorlara düşünürlere çok ihtiyaç var dır onlar ki kararan gönüllerin İslâm güneşiyle aydınlanması için azami gayret göstermektedirler. Her çağda olduğu gibi bu çağda da Cenab-ı Allah bu kullarını çok çeşitli yerlere adeta bir rahmet yağmuru gibi serpiştirmektedir... Bize düşen onları bulmak yazılarını okumak sohbetlerini dinlemektir... Burada hocalarımızdan bilhassa Ali Osman hocadan rica ediyoruz (yakın çevremizde görüyoruz toplumda müşahede ediyoruz ve müteddeyin ailelerde de görüyoruz) Anne ve babalarına emir vaki konuşmakta farkında olmadan onların gönüllerini incitmektedir... Bunu İslam'dan azda olsa uzak kimseler gördüğü zaman adeta bir şaşkınlık geçirmekte islam bu mu demektedirler... Bu yaraların sarılması için bilhassa sohbet ortamın oluşturulması ve gençlere eğitilmesini önemle rica ederim... Saygılarımla fi emanillah...

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.