RAFA’DAN TAYFA

Doğrudan yaşanmış, kayıtlı ve teyitli olmayan, ama futbol dünyasında özellikle transfer dönemlerinde anlatılan bir anekdot var;

Kulüplerden birine önerilen oyuncunun menajeri, “Biz oyuncumuzun oynayabileceği sistemde bir kulüp arıyoruz” demiş. Kulüp yöneticisi de “Biz de oyuncusuz oynayabileceğimiz bir sistem arıyoruz ama bulamıyoruz” diye cevap vermiş.

Rafa Silva konusu bu absürt pazarlık efsanesine “Cuk” diye oturuyor!

Olay futbolcunun, "Ben gitmek istiyorum ama gidemiyorum”, kulübün, “Bırakmak istiyoruz ama bırakamıyoruz" çıkmazında. Tam bir “Stockholm sendromu” durumu.

Ama ben çözüm önerilerini buldum, seçin birini çözün krizi;

Survivor adasında anlaşma:
Teknik direktör Sergen Yalçın ve oyuncu ıssız adaya gönderilsin. Kim daha uzun kalırsa onun dediği olsun.

Çıkmaza bahisli çözüm:

Rafa’nın nereye gideceğine yönelik bahis açın. Siz çözemeseniz de olay elbirliği ile kendiliğinden çözülür zaten.

Kulübün anahtarını teslim edin:

Futbolcunun dirayetli bir duruşu var. Kulübü yönetsin, borçları kapatsın, transferleri yapsın, arada maçlara da çıksın! Takımın yeni adı: Beşiktaş Silvaspor olsun.

TRT’den canlı yayınlansın:

Görüşmelerin şeffaf ilerlediğini göstermek için “Rafa’dan Tayfa” isimli bir tartışma programı yayınlansın. "Rafa gitsin diyenler 1'e, 'Abi kalsın, çok tatlı çocuk' diyenler 2'ye bassın.

Halk oylaması ile ne olacaksa olsun.

Menajerle anlaşma okulu:

Bundan sonraki transfer dönemleri için kulüpte “Menajerlerle pazarlık birimi” kurulsun. “İmkânsızı İsteyenlerle Geçinme Sanatı” ve “Kulüpleri Oyalayanlarla Mücadele Teknikleri” öğretilsin.

Nafaka şartı getirilsin:

Transfer şartlarına uymadığı gerekçesiyle Rafa Silva’ya “Kulübe tazminat hakkı” değil, “3 transfer sezonu boyunca her ay düzenli nafaka ödeme mecburiyeti” getirilsin. Şartlar ağır geleceği için bu yolla oynaması sağlansın!

Transferi e-Devlet'e taşınsın:

Futbolseverler, “İşlem ne durumda acaba” sekmesinden takip edebilsin. Kulübe problemleri anbean yükleme zorunluluğu getirilsin. Hatta Portekiz’e Nüfus Müdürlüğü de olası bir transferde güncellemelere katkıda bulunsun.

Kına ihmal edilmesin:

Kulübe şimdiden kadrolu “Kınacı Teyze” alınsın. Takım küme düşerse teknik direktörden masöre kadar herkesin eline, yanağına kına yakılsın. Diğerlerinin şampiyonluğu gölgede kalsın diye “Kına gecesi” düzenlensin.

Ne diyelim?... Süleyman Seba’nın futbol dışında gündemi olmayan Beşiktaş’ından, “Dedikodu kazanı” Beşiktaş’a… Artık sadece siyah-beyaz değil rengimiz...

Siyah-beyaz ve gri!