• DOLAR
    41.27
  • EURO
    48.66
  • ALTIN
    4850.3
  • BIST
    10.449
  • BTC
    112074.59$
Deneme Reklam

Tasavvuf Bahçeleri

Tasavvuf Bahçeleri
Necip Fazıl Kısakürek, Seyyid Abdülhakim Arvasi Hazretleri’nin Tasavvuf Bahçeleri isimli kitabını sadeleştirirken, “Takdim” kısmında şöyle der: İrşad Edicim, Kurtarıcım ve Efendim Abdulhakîm Arvasî Hazretlerine ait, dışından öğretici mahiyette bu son asrın en büyük din eserini, en titiz sadakat, en derin dikkat ve en keskin hayetle sadeleştirirken, kendimden ekleyeceğim biricik ölçü, Büyük Velî'nin muazzez ruhaniyetine sığınmak ve affını dilemektir.

Zahir ilimlerinin, mevzu genişliği itibariyle tasavvuf ilmine nisbeti, bir damlanın bir deryaya kıyası gibi olduğu, bazı tasavvuf büyüklerinin açıkladıkları hususlardandır. Zira, tasavvufun mevzuu, yerinde de bahs ve zikrolunacağı gibi, meâl olarak, Allah’ın Zâtıdır. Öbür ilimlerin, mevzûu, ne kadar geniş farzedilse de «mümkinât dairesi- olabilirler âlemi»nden dışarı çıkamaz. «vücup âlemi- olması gerekenler âlemi»ne nisbetle «imkân âlemi- olabilirler âlemi»nin ne olduğu, beyandan uzaktır. Şu halde, tasavvuf ilmi, zevkî ve vicdanî olduğundandır ki, şanına lâyık bir şekilde kalemlerin diliyle yazılması ve insanların diliyle ifadesi mümkün değildir. Bununla birlikte, bağlıları tarafından pek çok kitap ve risaleler telif ve tertip edilmek suretiyle, imkân nisbetinde izahına gayret sarf edilmiş, muazzam maksat ve meseleleri de onların sohbetleri esnasında beyan ve izah oluna gelmiştir. Bu hususta, değişik derecelerde olan tasavvuf adamlarının, çeşitli meşreplerde bulunan büyüklerin her biri, muhtelif suretlerde kendi mizaçlarına göre beyanlarda bulunmuşlardır. Bir kısmı, belki büyük bir kısmı, keşfe bağlı hakikatler ve ilhama dayalı incelikler üzerinde, zeyli uzun, meâli bir, ibaresi değişik kitaplar yazmışlardır. Şeyh-i Ekber, bu yolun öncüsüdür ki, rivayete göre, yazdıkları beşyüz kitaptan büyük bir kısmı bu mevzu üzerinedir. Bu cümleden olarak, «Fusûs’ul-Hikem», «El- Fütûhât’ul- Mekkiye», «Et- Tedbîrât’ül- İlahiye», «Et-Tenezzülât’ül-Muvassalliyye», «El-İsrâ-u İlâ Makâm’il Esrâ», « Şerh-u Hal’in-Na’leyn», «Tâc’ur-Resâil», «Minhâc’ül-Vesâil», «Kitab’ül-Azame», «Kitab’ül-Beyân», «Kitab’ut-Tecelliyât», «Mefâtîh’ül-Gayb», «El- Ecvibet’ul-Müsikke An Es’ilet’il-Hâkîm’it-Tirmizî», «El-Müsâmerât» gibi kitapları, bu kutsî yolun hakikatlerini beyan mevzuundadır. Bu kısmın felsefeyle münasebeti vardır. Şu kadar ki, felsefe, yalnız akla tâbi olurken; bu kısım tasavvuf, şeriat ve selim akıl dairesinde, açık bir keşfe dayalı ve sıhhatli bir zevke mutabıktır. Bu kitapların bir kısmı da, tasavvuf adamlarının derecelerini, keşif yoluyla mertebelerinin beyanını ve kerametlerini, doğum ve vefat tarihlerini, memleketlerini, irad havzalarını, kimlerle çağda bulunduklarını, hayat tarzlarını, mübarek mezar ve merkadlerini ve buna benzer meseleleri ihtiva eden kitaplardır ki, bu adeta bir tasavvuf tarihi teşkil eden bir ilim koludur. «Tezkiret’ül-Evliyâ», «Tabakât-ı a’rânî», «Nefehât-ül Üns», «Ravzat’ur-Riyânîn Fi’l- Hikâyât’is Sâlihîn» ve bunlar gibiler... Bu kısım tasavvuf kitaplarının da tarihle münasebeti fazladır. Ancak bu kitaplar, Hadîs-i Şeriflerin an’aneleri gibi, güvenilir ve muteber rivayetçilerin rivayetlerine dayalı olmak zorundadır. Böyle olan kitapların her meselesinde, haber ve hadîs nakletmenin usûl ve an’anesine riayet olunmuştur. Bu kitaplardan bir kısmı da, bu yola girme ve bu yola almanın edepleri hususundadır ki, üstün velîlik makamlarına yükselmeye ve büyük insanların mertebelerine erişip, ilâhî yakınlık menzillerine ve «Seyr fillâh-Allah’ta seyr», «Seyr billâh- Allah’ı seyr», «Seyr minellah- Allah’tan seyre ve diğer kulları irada vesile olan faaliyetlere ve batınî amellere aittir. Tasavvufun özü de budur. Havas ve avama faydalı ve mühim olan da bu kısımdır. Bunun bir yönü de fıkıh kitaplarındaki ibadet kısımlarının dörtte bir kadarıyla münasebetlidir. Gazalî’nin «İhyâ»sı, Gavs-ı Azam’ın «Gunye»si, İmam Rabbânî’nin «Mektubât»ı ve diğer Ahmedî velîlerin kitap ve risaleleri gibi... Bu fakir ve âciz de iş bu risaleyi gösterdiğimiz bu üç kısım üzerine inşa etmeyi uygun görmüştür. Bu kitapların bir bölümü de, velîlerin kerametleri ve menkıbeleri, bazı hususî kişilerin faziletleri ve kemâlleri hakkında telif ve tertip olunmuş risalelerdir. Bu kısım risalelerin faydaları, zikri geçen kısımlara nazaran daha az olduğu ve hususiyle bu risaleler, ihlaslarında ifrata kaçanların şahsî fikirlerinden kaynaklanmış bulunduğu için, itibara değer görülmemiş ve bu yüzden de risalemiz, bunların muhteviyatının pek çoğundan uzak tutulmuştur. Bir kısmı da virdler ve zikirler, dualar, hizipler ve bir takım isimlerin hususiyetlerine ait olup, ancak, sahiplerine yararlı; mürid ve sâliklere faydası sınırlı, âdeta zahirî ibadetlerden kopmuş şahıslara mahsus olduğundan, risalemiz, bunu da içine almış değildir. Diğer bir kısım ise, Allah dostlarının, büyüklerin sohbetleri ve teveccühleri esnasında sükût ettikleri ve murakabeye daldıkları zaman, İlahî tecellî dairesinden yansıma ve dökülme yoluyla aldıkları ilimler ve İlahî marifetleridir ki, söz ve kalemle beyanı kabil olmadığından, ancak bu meşrep için, sır ve hakikatlere ulaştırıcı bir melekenin kazanılmasına hizmet edegelmiş bir haldir. Bu da ancak sahibine hüccet teşkil ettiğinden risalemiz bu bahsin de dışında kalmıştır. Kırk seneyi aşkın bir zamandan beri, vakitlerimi tasavvuf ilminin nazarî ve amelî yönüyle meşgul olmaya tahsis etmiş olduğumdan, Allah’ın lûtfuyle, bu sır ve hakikatlere bir nisbet kazanmışımdır. 

Büyük Doğu Yayınları

https://www.ktbkitap.com/urun/tasavvuf-bahceleri-necip-fazil-kisakurek

Videolar için YouTube kanalımıza abone olmayı unutmayın!

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.