İSMAİL SEFA
Atatürk’ün Onuncu Yıl Nutku’nun bir toplantı vesilesiyle okunması gerekiyor. Bu okunuş aynı zamanda radyodan da yayınlanacak.
Atatürk meşhur Çankaya sofralarına katılanların da fikrini alıyor. Herkes bir veya birkaç isim öneriyor. Sonradan Türk Tarih Kurumu’nun başına getirilecek olan Şemsettin Günaltay’ın aklına Avrupa’dan yeni gelmiş genç tarih doçenti Mükrimin Halil geliyor. Ve Atatürk’e onu öneriyor.
Sonrasını Ahmet Güner Elgin’in Marmara Kitâbeleri kitabından okuyalım…
***
Atatürk “Evet” diyor. “Bu gencin adını ben de duydum. Çok başarılı ve akıllı bir tarihçiymiş. Pekâlâ, nutku o okusun.”
O günlerde Atatürk’ün ve onu destekleyen bazı bilim adamlarının üzerinde durdukları bir teori konuşuluyor: Güneş Dil Teorisi. Mükrimin Halil Yinanç bu teoriyi bilimsel bulmadığı için Dolmabahçe Sarayı’nda yapılan bazı dil ve tarih toplantılarına da bu yüzden hiç katılmıyor.
Günaltay arayıp Onuncu Yıl Nutku’nu okuyacağını söyleyince ne yapacağını şaşırıyor. Nutku okuması halinde kendisinin de bu tarz teorileri destekleyenlerin arasına katılacağına inanan Mükrimin Hoca, devrin şartları gereği hayır da diyemiyor ve bu zoraki görevden kaçmak için bahaneler aramaya başlıyor.
Bir gün Laleli’den Aksaray’a doğru düşünceli ve dalgın yürürken dişçi arkadaşı Burhanettin Bey’e rastlıyor. Dertleşiyorlar. Mükrimin Bey olayı anlatıyor ve “İntiharı bile düşünüyorum, ilmi kariyerim bitecek; ben Günaltay’la nasıl beraber olurum?” diye sızlanıyor. Sonra birdenbire arkadaşına dönüp “Buldum!” diye bağırıyor.
- Burhanettin, bir insanın ağzından kaç dişi çekilirse ona, konuşamaz, iş yapamaz diye rapor verilebilir?
- Yarısını çektirirse böyle bir rapor alabilir.
- Aman gözüm hemen şimdi senin muayenehanene gidelim, benim 14 dişimi çek, sonra da hemen bir rapor alalım ve eve gidip ortadan kaybolayım.
Program aynen uygulanıyor. Sağlam dişlerini çektiren Mükrimin Hoca konuşamaz, çalışamaz kesin teşhisiyle aldığı raporu Şemsettin Günaltay’a gönderiyor ve nutku okumaktan kurtuluyor.
+++
Bu hadise kulaktan kulağa yayılırken mübalağa sanatı da devreye girmiş anlaşılan. Zira olayın doğruluğu konusunda itiraz yoksa da çekilen diş sayısı bu tip olaylarda hemen her zaman olduğu gibi giderek artırılmış görünüyor.
Bu durum Kahramanmaraş Büyükşehir Belediyesi tarafından yayınlanan kültür sanat dergisinde şöyle anlatılıyor.
“Rivayetlerdeki bu emr-i vâkiden kurtulabilmek adına hocanın diş hekimi arkadaşı Burhanettin Borhan’a dişlerini çektirdiği doğrudur. Bu durumu Burhanettin Borhan’ın oğlu Babür Borhan babasından dinlediğini söyleyerek teyit etmiştir. Lakin Babür Borhan, babasının, kendisine Mükrimin Hoca’nın iki dişini çektiğini söylediğini aktarır. Hadise kulaktan kulağa yayılırken çektirilen diş sayısı da 4, 8, 12, 14, 16 gibi sayılara ulaşarak şuyûu vukûunu aşan bir hal alır. Neticede nasıl vuku bulursa bulsun bu hadise, hocanın ilmin izzet ve haysiyetini muhafaza etmedeki tavrının izharı bakımından pek dikkate değerdir.”
Mükrimin Halil’in bu çaresizliği ve istemediği bir şeyi yapmamak için sağlam dişlerinden vazgeçmesi o dönemde halkın üzerindeki baskının hangi boyutlarda olduğunu anlatmaya yetiyor aslında…
Ama görmek isteyene…
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.