Sofuoğlu, Ezik Muhafazakarlar kitabının önsözünde şöyle diyor:
Ezik Müslüman diyemeyeceğimiz için ezik muhafazakar diyoruz. Çünkü Müslüman ezik olmaz/olamaz. Müslüman vakurdur. Allah'tan başkasından korkmaz, sadece O’ndan çekinir. Allah'tan başkasından çekinmeyeceği için ona göre konuşur, tavır alır. Doğru neyse onun peşindedir. Hak etmeyen kişiye hak etmediği muamelede bulunmaz, onu aşağılamaz ya da yüceltmez. Sadece Allah'a hesap verir.
Elbette naziktir, kimsenin kalbini kırmamaya çalışır. Kalp kırmanın Kâbe’yi yıkmaktan daha kötü olduğunu bilir. Çünkü bunu, Peygamber Aleyhisselamdan öğrenmiştir. Korkusuzdur. Korkusunun merkezinde sadece Allah vardır. Bundan dolayı konuşmasında, hareketlerinde, tavrında, yürüyüşünde, tebessümünde, itirazında, onayında sürekli Allah'ın rızasını gözetir. Kişiye göre konuşmaz, hareket etmez. Dolayısıyla Müslüman'da çelişki olmaz.
İslam’ı tam anlamıyla sindirmiş Müslüman, yukarıda tarif edildiği gibi dört dörtlük özelliklere sahip olur. İslam onu kamil bir insan seviyesine çıkartır. Bundan dolayı Müslüman ezik olamaz. Bu sebeple ezik Müslüman diyemeyeceğimiz için İslam’ı içine sindirememiş kişilere ezik muhafazakar diyoruz. Ezik muhafazakar ifadesi de Müslümanların çoğunluğunu da tamamını da kapsamaz.
Ağırlıklı olarak kendilerini aydın zanneden Müslümanların içinden çıkmış tipleri kasteder. Ezik muhafazakar tipler, Müslümanların içinden çıkmış imalat hatalarıdır. Elbette kendilerini düzeltme imkanları vardır, kendilerini toparlayabilirler. Her günahkar Müslüman gibi onlar da hatalarından tövbe edip dosdoğru olma yönünde adım atabilirler. Fakat şu an itibariyle ezik muhafazakarlar, toplumun içinde son derece sınırlı, kendini aydın zanneden zavallılardır. Merkezlerinde Allah'ın rızası değil, batıyı memnun etmek olduğu için ezik davranış türü hataları çok sık yaparlar.
Peki ezik muhafazakar diyoruz da ezik batıcı yok mu? Tabii ki onlar da vardır. Bunlar, ezik muhafazakardan çok daha zavallı durumdadırlar. Ne Batıyı bilirler ne Doğuyu bilirler. Yabancı dil bilmemek bir eksiklik, bilmek ise açık ara bir üstünlük değildir elbette ama kendilerini -tabiri caizse- 300 kelime ile ifade edebilecek Türkçe'nin dışında konuşabildikleri başka yabancı dilleri de yoktur. Bu kanaati de bu cehaletlerine rağmen kendilerini entelektüel saydıkları için ifade ediyoruz. Elbette yabancı dilleri bilen sınırlı sayıda batıcılar vardır. Fakat çoğunluğu bu derece zavallı durumdadırlar. Dünyayı tanımazlar, yaşadıkları şehrin yanındaki şehirlerden bile haberleri yoktur. Mesela; bunlara "hadi Balkanlar'a bir seyahat edin" diye söyleseniz buraya gitmeyi bile beceremeyip başka bir yere giderler. Fakat, tüm bu çapsızlıklarına bakmadan da kendilerini Müslümanlardan çok daha seçkin, saygın, entelektüel zannederler.
Bu sebeple zavallıdırlar. Çaplarını anlamak hiç de zor değildir. Kendi seçtikleri bir konuda 15 dakika konuştuğunuzda bunların ne derece düşük seviyede bilgilere sahip oldukları hemen anlaşılacaktır. Sonuç itibariyle bunlar, yönlerini batı olarak seçtikleri için bizim muhatabımız değildirler. Ezik muhafazakar dememizin sebebi, ezik batıcı olması sebebiyle değildir. Batıcıların tamamına yakını zaten eziktir. Fakat bunlar bizim muhatabımız değildir.
Bizim muhatabımız, bize, ezik batıcılardan daha yakın olan ezik muhafazakar aydınlardır. Bu kitabı kaleme alarak ezik muhafazakar aydınları kazanma ümidi taşıyoruz. Şayet kazanılamayacaklarsa da toplumu ifsat etmelerinin önüne geçmeye çalışıyoruz, hedefimiz budur. Sonuç itibariyle ezik bir batıcı, ezik muhafazakarın tırnağı bile olamaz. Burada ezik muhafazakarı eleştiriyoruz. Ezik batıcıyı eleştirmememiz onu önemsediğimiz, bilgili saydığımız, ona değer atfettiğimizden değil muhatap almadığımızdandır.
KTB Yayınları
https://www.ktbkitap.com/urun/ezik-muhafazakarlar-ebubekir-sofuoglu
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.