• DOLAR
    41.27
  • EURO
    48.66
  • ALTIN
    4850.3
  • BIST
    10.449
  • BTC
    112074.59$
Deneme Reklam

Boğaz'daki Aşiret

Boğaz'daki Aşiret
Boğaz’daki Aşiret başlığı ister istemez “Boğaz neresi? ve “Aşiret kim? Sorularını akla getiriyor. Mahmut Çetin

Evet, Boğaz bildiğimiz Boğaziçi… Genelde kırsal kesimle alakalı bir kavram olan aşiret kelimesi ise Boğaziçi’nde bir kast oluşturan büyükçe bir ailenin tarihini anlatırken hassaten seçildi.

Bir sülale tarihi diyebileceğimiz Boğazdaki Aşiret, yer yer Türk Solu Tarihi yer yer de Batılılaşma tarihinin belirli dönemlerini resmediyor. Aileler arasında evliliklerle kurulan bağların sanata, ticarete, eğitime, bürokrasiye ve giderek bir yabancılaşma zihniyeti şeklinde hayata nasıl yansıdığı eserdeki ipuçları yardımıyla daha iyi görülecektir zannediyorum.

Boğaz’daki Aşiret dört büyük ailenin birbiriyle irtibatından oluşuyor. Eser bu sebeple dört bölüm oldu. Aile büyüklerinin asıl isimleri de bölüm başlığı olarak seçildi. Konstanty, Detrois, Sotori ve Siyavuş isimleri bu aşiretin köken olarak bize yabancı olduğunu gösterse de milletimiz  bu köken farklılığı üzerinde hiç durmamıştır. Polonez, Alman, Rum, Hırvat ve Macar kökenli olmak, onur kırıcı bir durum olarak görülmemiştir tarihimizde. Bu insanlar hiç şüphesiz Türkiye’nin birikimidir.

Ancak yabancılaşmanın öncüsü olan bir sülalenin klan ilişkilerini şebekeye dönüştürerek, ülke insanına karşı açık bir girişmesi de görmezden gelinmemelidir.

Bu çalışmanın bize öğrettiği şey bir ailenin sanata, ticarete ve siyasete hâkim olan mutlu azınlık içinde bulunmasının hiç de tesadüf olmadığını göstermesi olmuştur. Ama bu durum bizim yakın tarihimize öfke duymamızı gerektirmiyor. Boğaz’daki Aşiret geçmişi bilmeyi, bu bilgiden gelecekte istifade etmeyi düşünenler için geçerli bir kaynak olmuştur. Şimdi yapılması gereken, yeni Boğaz’daki Aşiretler üretmeden birlikte yaşamacı, Batıyı doğru algılayan, bilgi çağının gereklerini yerine getiren, geçmişle geleceği, dinle bilimi, devletle milleti ayrılmaz bir bütün olarak gören bir terkibi kurmaktır. Türkiye bu birikime ve idrake vakıf bir ülkedir.

Boğaz’daki Aşiret şenlikli bir kitap. Ali Fuat Cebesoy’dan Nazım Hikmet’e, Oktay Rifat’tan Refik Erduran’a, Rasih Nuri İleri’den Ali Ekrem Bolayır’a, Zeki Baştımar’dan Sabahattin Ali’ye, Numan Menemencioğlu’ndan Abidin Dino’ya uzanan ilginç akrabalık zinciri. Boğaz’daki Aşiret’in batılılaşma tarihinde oynadığı roller. Çıldırtan çizelgelerle soyağaçları ve dipnotlar.

Boğaz’daki Aşiret bu dört ailenin arasındaki şaşırtıcı ilişkileri gözler önüne seriyor.

KDY

https://www.ktbkitap.com/urun/bogaz-daki-asiret-mahmut-cetin

 

Videolar için YouTube kanalımıza abone olmayı unutmayın!

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.