• DOLAR
    41.27
  • EURO
    48.66
  • ALTIN
    4850.3
  • BIST
    10.449
  • BTC
    112074.59$
Deneme Reklam

70.000 kişilik casusluk ağı

70.000 kişilik casusluk ağı
Casusluk soruşturması kapsamında gözaltına alınan şahısların ikametgâhlarında ve cep telefonlarında ele geçirilen veriler, dehşet verici bir tabloyu ortaya koydu. Ortaya çıkan bilgiye göre, şüpheli Hüseyin Gün isimli şahıs etrafında şekillenen ve yaklaşık 70.000 kişilik dijital bir yapılanmadan söz ediliyor.

 

Metin Külünk sosyal medya hesabında 70.000 kişilik casusluk ağını arka planını analiz etti.

Külünk şöyle diyor:

Devletin yeniden demokrasi dışı yöntemlerle teslim alınma girişimi: 

70.000 Kişilik Yapı ve Küresel Operasyonun Türkiye Ayağı.

Casusluk soruşturması kapsamında gözaltına alınan şahısların ikametgâhlarında ve cep telefonlarında ele geçirilen veriler, dehşet verici bir tabloyu ortaya koydu.

Ortaya çıkan bilgiye göre, şüpheli Hüseyin Gün isimli şahıs etrafında şekillenen ve yaklaşık 70.000 kişilik dijital bir yapılanmadan söz ediliyor.

Bu rakam, artık bireysel casusluk faaliyetlerini değil, örgütlü, sistematik ve uluslararası bağlantılı bir operasyonun varlığını işaret ediyor.

Peki bu yapı ne yapmak istiyor?

Amaç, Türkiye’nin karar alma mekanizmalarına, kamu bürokrasisine, yerel yönetimlerine ve medya altyapısına sızarak ülkenin bilişsel güvenliğini çökertmek; yani Türkiye’yi kendi içinde “zihinsel bir iç işgal” sürecine sokmak.

Ekrem İmamoğlu Dosyası: 

Hukuki Süreç mi, Stratejik Tuzak mı?

19 Mart’ta gündeme gelen Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanması, bazı çevrelerce “Erdoğan’ın rakibini hukuk yoluyla tasfiye etme girişimi” şeklinde sunulmak istendi.

Oysa bu tür bir okuma, olup bitenlerin derin jeopolitik zeminini tamamen göz ardı ediyor.

Bugün ortaya dökülen belgeler ve dijital veriler açık biçimde gösteriyor ki, küresel finans elitleri ve içerdeki işbirlikçileri aracılığıyla yeni bir hibrit darbe hareketliliği söz konusu

Bu savaşın sahası artık tanklarla, tüfeklerle değil; veriyle, bilgiyle, algıyla yürütülüyor.

Ve bu sürecin merkezinde, sosyal medya bir savaş aygıtına dönüştürülmüş durumda.

FETÖ Kalıntıları, CHP Üst Yönetimi ve Sermaye Bağlantıları

Elde edilen bilgiler, FETÖ’nün içeride uyuyan hücreleriyle, kimi CHP üst yönetimi ve sermaye çevreleri arasında bir koordinasyon bulunduğuna işaret ediyor.

Bu koordinasyonun amacı, Türkiye’nin iç siyasetinde kaotik bir atmosfer oluşturarak, Cumhurbaşkanlığı kurumunu uluslararası baskı altında bırakmak.

Fetö merkezlerinden gelen mesaj net:

“Elinizi çabuk tutun, Erdoğan’ı devirmekte gecikirseniz oyun bozulur.”

Bu talimatın yerli muhatapları da, toplumun ekonomik ve siyasi duyarlılıklarını kullanarak içeriden bir meşruiyet krizi üretmeye çalışıyor.

Ekrem İmamoğlu figürü ise, bu oyunun psikolojik-siyasi cephesinde bir aparat olarak devreye sokulmak isteniyor.

Bugün artık çok daha açık: Bu hazırlıklar, doğrudan yeni bir darbe denemesi kararlılığını içinde barındırıyor.

 

Mesele Bir Parti Meselesi Değil, Devletin Bekası Meselesidir

Bir kez daha altını çizelim: Bu mesele ne bir parti meselesidir ne de sadece Erdoğan meselesidir.

Bu, Türkiye Cumhuriyeti’ni teslim almak isteyen küresel unsurlarla, devletin bekasını savunan milli güçler arasındaki mücadeledir.

Devletin kurumları, özellikle de yargı, bu saldırılar karşısında tereddütsüz bir duruş sergilemektedir.

Bu duruş, yalnızca bugünün değil, gelecek kuşakların bağımsız Türkiye’si için de hayati önemdedir.

Türkiye artık eski Türkiye değildir.

Bu ülke, emperyalizmin içerde “vesayetli aktörler” eliyle kurguladığı hiçbir senaryoya boyun eğmeyecektir.

Devlet aklı, tehditlerin nereden geldiğini görmekte; millet iradesi ise kimin safında durması gerektiğini artık çok iyi bilmektedir.

Videolar için YouTube kanalımıza abone olmayı unutmayın!

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.